Bir İlkbahar isteyişi gibiydi gelişin, çoşkulu ve dinamik Sırtını herşeye çevirmiş, sadece odaklanmış o an’ın gelmesine dua edercesine … Öyle ya birbirimizi arzuluyorduk ben Kış’ dan çıkmış yıpranmış ama ne kadar acı yaşadıysam da yorgun değil. Sen ise, seni daha önce bildiğim gibi hırçın, ne istediğini bilen
İlk zamanlar çok çekinir derler aşıklar. Ben öyle de değildim bazen içimden anne deyip bağrıma basmak gelirdi, belki de ver Yansın hareketlerim mutluluğumu buldun mu sorusuna, olumlu cevap verebildiğimdendi.
Mutluydum yüzünü rüzgâra dönüp taze esen ilkbahar rüzgârları böğrünü, vücudunu tokatlar gibi Özgür ve hür olmak vardı rüzgârın hissettirdiği gibi yan yana uzun bir yolculuğa çıkmak gün doğuşunu ve batışını izlemek BarışManço’ nun 2023’ ünü işitmek Ne pahasına olursa olsun ayaktayım sözünü bu parçada anlamak gibi … Şiir yazardım, eskisi gibi değil hep seni örnek alarak Konum ise senden birer parça Türüm ise hep mutluluk ilk zaman ümidi kestiğim anlar vardı bir Mektup da yazmıştım(kapıyı çekercesine) . Vermedim onu ve iyide yapmışım vermemekle. Cevap olsun diye yazmıyorum bunları Okuyan; bir yaşamışlığın sonuçlarını, belki örnek alarak belki kim bu sorusuna cevap bularak okuyacaktır. Zaten eskileri anlatmıştım …
Ve Ayrılmıştık başlayış gibiydi Bitiş, Sonbahar rüzgarlarıydı, o an içime soluyup koklamak istediğim. Pişman değildim yaptıklarımdan her bitiş bir başlangıçdı
Ve şimdi Sonbahar’ dan çıkmış daha güçlü, kendinden emin.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta