İki göz vurdu kalbine o gün! 
Kalp atışlarının dengesini bozan.
İki göz bir saniye çakıldı gözlerine,
Ve gözleri kayboldu o mavilikte...
İki göz vurdu kalbine o gün!
Hayallerinin yönü değişti.
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




13 yıldır okuyorum bu şiiri ve her defasında ağlıyorum. Merve Saran inanıyorumki şimdi çok mutlusundur. Allah'a emanet ol. Mevla’m sonsuzluğa uzanan hayat yolunu mutluluklarla ve nurlar ile doldursun!
İki Mavi Cevherdi AŞK’ı Tarifi
İki göz vurdu kalbine o gün!
Kalp atışlarının dengesini bozan.
İki göz bir saniye çakıldı gözlerine,
Ve gözleri kayboldu o mavilikte...
İki göz vurdu kalbine o gün!
Hayallerinin yönü değişti.
Bütün renkler silindi.
Tek bir renk kaldı.
O da MAVİ'ydi...
İşte AŞK dedi!
Aşk'ı buldum!
Artık O’na idi bütün dualar.
Ve ona ait idi bütün rüyalar...
Koymuştu artık adını.
O Aşk'ın en saf rengi'ydi,
Hayallerinin ana kraliçesi,
O mavinin en güzel tonu idi....
O keskin ve kararlı bakışlar!
Dondurdu bütün hayallerin alevini!
Anladı yaşadığı tek kişilik,karşılıksız bişeydi.
Ve hayalden ibaretti!
İşte bir rüya daha bitti!
Bilir kesin tavrını Aşk-ı muhatabının!
Gönül işleri böyledir bilir.
Ve gömer yüreğine,
Gözlerini esir alan mabedi.
Ürkmüştür aşkı bir üveyk kuşu gibi.
Ve bilir yanlış gözlere esirliğini.
Bu bilmişliğine inat yüreği,
Yaşar en keskinliğiyle MAVİ yi...
Yüreğini esir alan gözleri,
Mavinin en güzeli,en keskini!
''Belki cennette akan ırmakların mavisidir''der,
Gözlerinin mavisi...
Nasip olursa cennete varmak,
''Bir umut'' der
O ırmaktan gelir belki,
Bilir,
Unutmak zorunda artık o bir çift mücevheri!
Aklında tek birşey kalacak,
Ne duruşu,ne yüzü ne gülüşü,
Bu başka birşey...
Aklında kalan mavidir,
Gözlerindeki mavi...
Yüreğinde solmasın diye kitlediği mabedi.
Aklında kalan yalnız mavidir,
Gözlerindeki mavi....
(lâl'e)
10/21/2006 (01:12)
Merve Saran
Bu degerli eserinizi Güldeste siir grubu/muzda paylasiyorum, ve güzel siirlerinizi paylasmak icin davetlimsiniz Merve hanim, bekliyorum ellerimde güllerle, Selam ve dua ile...
Kardeşimin sayfasına son peygamberin kardeşleri grubundan kucak dolusu sevgiler ve selamlar getirdim. Bizi her okuyuşumuzda ağlatan. Yüreğimizi titreten bu güzel şiirin ustasına Rabbimizden sonsuz saadet diliyoruz. Rabbime emanet olun. Tam puan bu şahane şiire. (((10)))
Üstünden zaman geçti, zamanlar geçti
Yine de her okuyuşta yeniden keşfediyorum birşeyleri
Her okuyuşta 'teşekkür ederim dualarda daim dostum' diyorum
Yaşanmışlıklar arasında kocaman bir yer iyi ki senin diyorum
Son nefese kadar 'nerde olduğunu bildiğimiz iki kul ve yürekte yeri değişmeyecek dostlar' olarak kalabilmek Dileği ile... lâl bu şiiri çok sevdi :)
Çok güzel, yüreğinize sağlık.
ÇOK HOŞ BİR ŞİİR OLMUŞ.GERÇEKTEN AKICI VE SADE DÜŞÜNCELER EŞLİĞİNDE MECAZ ZENGİNLİĞİNİ DE UNUTMAMAK LAZIM....
TEBRİKLER MERVE...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta