İKİ KİŞİYDİLER…
Yalnız
İki kişiydiler
Hikâyesini dinleyeceğimiz kişiler…
Biri;
Kılıksız, kıyafetsiz
Orta boylu, yiğit
Yakışıklı, varlıksız,
Gururlu, mağrur her zaman
Dertleri var:
Dağlardan büyük
Denizlerden engin
Emirler alan sürekli
Sefalet içinde…
Mücadele eden.
Farkında hasımlarının,
Sarsmıyor fırtınalar.
Ölümle göz göze gelmiş
Defalarca,
Ağlamış, gülmüş…
Dişiyle tırnağıyla
Tutunmuş hayata
Batan güneş yok,
İhtiyaçlar, arzular
Günlük zevkler,
Geri çekilmiş onda.
Oyuna getirilmiş
Boyun eğmemiş facialara
Öne çıkmış cesaret.
“ben” dememiş
Hiçbir zaman,
Rahat uyumamış
İnanmış fikrine, bağırmış
Avazı çıktığı kadar
Hep “biz” demiş.
Değeri müstesna
Bilenlere vermiş
Karşılık beklemeden
İnsanca
Sevmiş, sevilmiş
Elleri zincire vurulmuş,
Gözleri bağlı,
Başına silah dayanmış,
Pes etmemiş.
Hayallerinin peşinden
Koşmuş umutla.
İnsana güvenmiş.
Dostu düşmanı, bilmiş
Gönülleri fethetmesini.
Hatta:
Harp etmesini,
Barış yapmasını,
Gerektiğinde;
Arkasına bakmadan
Çekip gitmesini bilmiş…
Keşke dememiş
Karar almış, karar vermiş,
Boyun eğmemiş namertlere
“oldu bir kere, geçti artık…”
Dememiş.
Pişmanlık duymamış
Yaptıklarından, ettiklerinden.
Ders almış hatalardan,
Sorumluluk bilmiş.
Hesap sormasını,
Hak aramasını,
Sürekli
Yenilenmeyi, ilerlemeyi
Bilmiş.
Büyük düşünmüş
Ömrü boyunca…
Diğeri;
İpek elbiseler içinde,
İri cüsseli, uzun boylu
Varlıklı, zengin
Tipsiz…
Farkında değil sıfatlarının
Değerini bilmez,
İçindeki durumun.
Emrinde çalışanları var,
Yüzlerce, binlerce…
Mesafe koyar insanlara
Büyük gibi görünür
İçi fesat, rezil…
Aslında gözü doymaz
Küçüktür fare kadar.
Elinde sadece
Yetkileri vardır,
Kullanır sınırsızca.
Emirler yağdırır etrafa,
Tepeden bakar topluma
Resmiyet takınır.
Her yerde!
Soğuktur, bilhassa
Sorumsuzdur,
Onun değildir,
Sahiplendiği başarılar.
Kendine mal eder.
İçerde dışarıda,
Bozgunculuk arar,
Daha çok fırsatçı,
Kolayca üste çıkar.
Kusursuzdur kendine göre,
Keser, biçer…
Olupbittiye getirir.
Yalancı düzenbaz,
Çatışır önüne gelenle.
Şüphe götürmez korkaklığı.
Sökmez ona
Ne yiğitlik,
Ne dürüstlük,
Ne namus, ne şeref…
Varı yoğu para
Her şeyin başıdır onda
Yanı başında koruması,
Sakıncalı
Geriye kalan herkes.
Büsbütün uzak,
El ayak çekmiş hayattan
Saraylarda, villalarda yaşar,
Dört duvar arasında.
Saklanmış…
Açığa vurmaz duygularını
Başı sıkışsa:
“yapamıyorum, offf…” der,
Öfkelenir hemen.
Sıkılır, üzülür, ağlar…
Elinden bir şey gelmez
Soğukkanlılıktan uzak,
İradeden eser yok.
Uykuda tüm enerjisi.
Dışa bağımlı kendisi.
Yardım ister,
Sonuna kadar,
Eksiktir her bir yanı.
Doğru düzgün hiçbir şeye,
Anlam veremez.
Gündeliktir gayeleri.
İleri gidemez asla,
Kibirlidir.
Parçalar bütünleri,
Kendi açısından bakar.
Etrafa düşmanca,
Korkular saçar.
Başka bir şey bilmez
Vesaire…
Her iki kişi de
Aynı dönemde yaşar
İşte
Farkları bu kadar…
27.04.2009
Rıdvan YıldızKayıt Tarihi : 3.5.2010 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!