beğenmeyenler olacaktır ama ben ukala bir ömür çıkardım işte şapkamın içinden
kıvılcımın yangına dönüşme arzusu belki, içimdeki bütün körlere çelme takma isteği
her kadının kokusunu ayrı ayrı duymam, her otobüste kavga çıkarmam belki hep bu
göz altlarımı çizdiğim kemik saplı çakıyı nehre bıraktım
bileğimdeki kaşıntıyla kendini ele veren kanın çağrısını
çocukken dinlediğim bir masalla yatıştırdım
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Gönlün oldu mu çoban misali benim güzel ağbim tekeden teleme çalarsın
Gönlün olmazsa Nilgün’ün cinsini cibilliyetini bile malzeme yapar kara çalarsın
Aşk olsun sana ağbi.’’Şiiri beğenmedim sevmedim sevemedim de’’ de işin içinden çık vallahi sana kimseler bir şey demez sana.
Hayatın her noktasında olmak isteyen müthiş bir merak, merakın ve ideal duygularının arasına sıkışmış bir hırçınlık, daha güzeli, daha mükemmeli kendi içinde tartışmayı huy edinmiş bir içtenlik...
hasılı vel kelam şiirin arkasında arkadaş olmaktan hoşlanacağım bir siluet mevcut...yazdıklarının şiir olup olmadığına aldırmayacak kadar şiirle dopdolu nefesler alıp veren bir siluet... beden kokmayan, bedenden arınmış düşünceye ve duyguya dönüşmüş yani siluet haline dönüşmüş bir ince ruh..
mırıldanan bir şiir....güzel şiir...
Uzun satırlarla şiir oluşturmak her babayiğidin harcı değil. (Deneyin, görün.)
Dizeleri düzyazı yeknesaklığından kurtulmuş, aceleci okumalara izin vermeyen bu metin -evet, yüzde yüz şiir- sağlamcı bir çabanın ürünü.
Şairi, belli ki dilbazlık derdinde. Yine belli ki, dilbazlık tuzaklarında korkusuz... Şiirde en sağlam direkler ise bazılarının dört elle sarıldığı o -dumandan- imgelere uzak duruş.
Tarzım mı? Değil... Ama, kendine inancın mütevazı şiiriydi okuduğum, bana düğmelerimi iliklemek düşer.
'şehrin tükürdüğü, kentin koynuna aldığı çocukların lehçelerinden bir aksan yaptım kendime bir aksan...yerli! bir aksan kusursuzca asi!'
okudukça şiiri daha çok sevdim tebrikler şair.
Nesire çalan şiir dili bu. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var derler. Dünkü şairle bu günkü şairin yoğurt yiyişleri birbirlerine çok benziyor.Güzel şiir Allah için.
Şiir öte tarafı da bu tarafı da kuşatan ne kadar uçsuz bucaksız bir iklim. Şişede balık olanı mı ararsın, arafta asılı kalanı mı, gidip o taraftan bu tarafı seyredeni mi, şapkadan tavşan çıkaranı mı her bir şey var. Bakın mesela Nilay Özer de niyet tavşanı olmak istemiş Çırak isimli şiirinde;
Beni dişi tavşan kalıbına dök usta
Suskunum söyleyecek tek sözüm kalmadı
Davalar, uluslar, haksızlıklar bir yana
Kendini zor taşır bu uyurgezer akıntı
Usta senin ak ellerin renklerle dosttur
Ser önüme mavileri niyet çekeyim
Gökyüzü dediğin bazen ölü bir kuştur
Yeter ki yolumda olduğumu bileyim
Beyazdı uykular birden kana bulandı
Usta kan sıçradı şiir cibinliğine
Ay ışığından gebe kaldı köy kızları
Kim babalık edecek böyle sefil bilince
Beni anmaz usta kör noktası hayatın
Sevdanın nefretle seyreltilmiş adıyım
Öncesine rastladım o tirşe tufanın
Tüm soykırımların sonrasına rastladım
Beni dişi tavşan kalıbına dök usta
Çok üretsin çabuk olgunlaşsın çırağın...
İnsanın muhayyilesi kendisinden ve yapabileceklerinden çok daha büyüktür inanın. Allah çok şükür ki bizlere hayal etme yetisini vermiş. Gördüklerimizi ve bildiklerimizle yetinseydik(Gördüklerimiz Bildiklerimiz değildir……Kemal İspir tini) bu hayat maazallah çok sıkıcı ve berbat bir şey olurdu öyle değil mi?
Mesela siz Nilgün’ü kırk beş senede ancak bir kez gördünüz. Bu süre zarfında hiç hayal kurmadan mı yaşadınız? Ya da kendinizi bu yaştan sonra dünyanın en büyük şiir eleştirmeni olarak görüyorsunuz. Bunun ne sakıncası var, her şey bir hayalle başlar öyle değil mi? Ben elli yıl sonra okunup yüzyıl sonra anlaşılırım diyorsunuz. Kim bilir bakarsınız gelecek nesiller üç bin yıldır sınır konulamayan şiire sınır koyarlar sizin yaklaşımınızı benimseyip dağı suyu rüzgârı olmayan şiirler çer çöptür derler. Sizi hayırla yâd ederler.
Demem o ki hayalin sınırı yoktur hocam. Sizin hayallerle kıyaslandığında öyle kötü bir hayal de değil hocam şairinkisi canım hocam.
Şimdi dehlip neydi hocam? Desem (Bizim Antep de Fıstık ve bulgur işleyen tesislere dehlip denir.)Kafanda gezen bin tane dehlip değirmen hikâyesi vardır Allah bilir. Değirmen ile dehlip farklı şeydir onu belirteyim.Değirmenler öğüten dehlipler kabuk soyan tesislerdir. Kantarın topuzunu diyorum hocam , kaçırmayalım diyorum hocam.
Maazallah öte tarafın şaşmaz terazisi varır varmaz devreye giriyormuş. Hemen yatırıyorlarmış falakaya hocaaaam.
Selam ve hürmetler şiir gönüllüsü güzel insanlar.
İnşaallah yarın suçsuz ve çocukluğu kirlenmemiş tertemez şiirle güne başlarız
Zamanın sopası yok ki
Hırsızın korkusu olsun
Çaldığına da değse bari
Cebinde kalıp bir şeye yarasa
Gecenin cebinden gündüzü çalan
Bildiğim bir kuş var ki! Oda yarasa.
Şair arzuhalci değil ki, hekesin arzusuna göre mahkeme kapılarında duvar diplerinde dilekçe yazsın.
Şair şiirini yazar; okur, ister okur, istemezse okumaz.
Okura yorum hakkı verilmişse, göğsünü gere gere bildiğinin alimi olarak şiiri yerden yere vurabilir.
Beğenmedim der vasat bile değil deme hakkına sahiptir.
Teknik hataları var denebilir imgeye boğulmuş; çok uzun denebilir ve bunları demek için okuyucu kendini yetkin görebilir.
Kendi bilgi birkimine göre beğenmediğini düzgün kelimeler seçmeye özen göstererek şiiri güzel bulmadığını anlatabilir.
Madem yorum sonunda saygılar diye bir ibare var; yorumun içinde de, şaire ve diğer yorumculara da saygı duyulduğu hissttirilmeli.
Belki şiir çok güzeldir de lakin tarzı bazılarının zevkine uymayabilir.
Okur şairin tarzını yadırgayabilir, lakin bir yere kadar çizmeyi aşmamak lazım gelir.
İleri geri konuşanlara bu yetkiyi kim veriyorsa, bunda farklı bir durum var demektir ki; bu da şair naifliğine, adamlığına uymayan bir şeylerin döndüğü anlaşılır.
Şiire yapılan yorumun bitiminde saygılar diye bir ibare varsa;ki var bu, yorumun içinde de muhatabına hissttirilmeli...
Bırakın şiir güzel mi çirkin mi; şair ne yapar ne yer ne içer,bırakın luzumsuz işler müdürlüğünü.
Bir zahmet yazdıklarımızı okumaya da vakit ayırsak, yazdıklarımızı okusak bari...
Bilerek veya bilmeyerek şaire yapılan saygısızlık, zaten o yorumcunun ciğerini apaçık ortaya döküyor.
Kelimeleri deforme etmek yetmiyor gibi bir de şaire olmadık sözlerle hitabediyoruz.
Şaire saygı duymuyorsak bari kendimize saygı duyup şairin ismini doğru yazalım.
Her şeyi sulandıran lakaytlığımız, gayriciddi tutarsız davranışlarımızla burakın da bari edebiyatı sulandırmayalım
cümlelerimizin sonunda saygılar demek havada kalıyor.
Hepimiz çocukluk düşlerimizi satarak karşılığında büyümeyi satın aldık...Büyüdük başımız göğe erdi...Biz büyüdük ve kirlendi dünya diyen kaç nesil gelip geçti acaba...şiir güzel... kutladım şairi!
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta