bir ev içerisinde iki kale vardır, o evi ayakta tutan. o ev, o iki kalenin çabasıyla kurulmuştur. o iki kalenin sevgisi, tutkusu ve mücadelesiyle varlığını sürdürmüştür. iki kale... ikiside kutsal, ikisi de değişilmez, ikisi de birbirinden güç alan kale. öyledir ki birine bir şey olsa diğeri de yıkılır, mahvolur, güçsüzleşir. keza bir diğeri güçlüyse, diğeri de onun gücünden faydalanır, erişilmez büyüklüğe kavuşur...
bir ev içerisinde iki kalenin kutsal değerleri vardır; tıpkı kendileri gibi. bunların herhangi bir sayısı olmamakla beraber, her iki kaleye de var olma sebebi yüklerler. herkes bir ad takar o değerlere, ama fidan der o iki kale. önce bir, sonra iki, üç, dört öylece sayıları vardır. fidanlar ilk başlarda dillere destan bir güzelliğe sahip olurlar. o iki kaleye umut sağanağı, nefes, hayat, özgürlük ve daha nice kadim anlam yüklerler...
kuraldır: bir evi o iki kale kurar. sonra evin ortasına, tutku ve sevdayı karıştırarak fidanlar dikerler. gözleri gibi bakarlar o fidanlara. aç kalma pahasına kendi yediklerinden kesip doyururlar. kötülüklerden, şerden, deccalden, şeytandan korurlar. o iki kale varlıklarını ancak ve ancak kendi fidanlarıyla açıklayabilirler...
zaman geçer, devran döner, körpe fidanlar büyür. sığmaz olurlar eve. o iki kale yetişemez büyümelerinin hızına. büyüdükçe fidanlar, sarkarlar başka evlere, başka şehirlere, ülkelere, gezegenlere. bir zaman hayat verdikleri o iki kaleye şimdi asilikler, kötülükler, kederler, elem verirler. nice zorlukları yenen, her mücadeleden omuz omuza zaferle ayrılan o iki kale, artık yenilgi ve acıyla tanışmaya başlar. üstelik hayat verdikleri, canlarından daha çok sevdikleri, bir zamanların küçücük, şimdininse dev fidanları tarafından...
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta