Tül serilmiş gökyüzümde, hafif buğulu yıldızlar..
baksam sağanak parıltılar süzülür yırtmaçlardan,
tenime değen bir ışık demeti, yanında okşayışlar
serilsem gerinerek, vursa göğsüme tüm ışıklar
Boğaza arkamı döndüğümde gördüğüm boğaz,
kendi yollarını yürür gibisin sanrımca,
beylerbeyi sahilinde oturmuşuz gibi biraz,
birazdan çoğunu kırpmışım savurganca
Hava kararmış, devamlı kıldığın bir yürüme
sen sevmezsin yürümeyi biliyorum
koşarcasına gelsende değmezsin yönüme
yine de, ne yaparsın yine de umuyorum..
gözyaşlarım buyurganca sergiliyor tavrını
ağlamanın nizamı varmış senden öğrendim
yaşlar bir bir akarmış, saklarmış ıslaklığını
iki iki ağladım günlerce, yaşlarımı seğirdim
ben yalnız anlamaktan mükellefim,
anlaşılmam kimseye yükümlülük kalmamış,
zaten anlaşılacak biri de değilim,
alışmış biriyim ama değilim alışılmış
beni ben yapanda bu ya,
ne ben gibi olan var, ne ben gibi gören
herkes birilerini seviyor güya
ne ben gibi aşık, ne ben gibi seven
Kayıt Tarihi : 14.8.2024 17:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!