iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
sabah ezanından sonra yürümeyi severdi biri,
diğeri öğlene kadar uyumayı...
ikisi de kahvaltı etmezdi,
yakarlardı cigarayı
biri yanında bir acı kahveyle,
diğeri tavşan kanı çay ile...
iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
ikisinin de açıktı kapıları hasrete,
ikisinin de arayanı, soranı olmazdı,
biri dargındı evlatlarına, torunlarına,
diğeri darıltmıştı onları keçi inadıyla...
iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
ikisini de aynı akşam vakitleri basar efkar
ikisi de rakı sever
biri kavun yer rakının yanında, diğeri peynir
amma ve lakin, illa ki, balık ile...
iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
ellerinde birer makaralı olta
balık avına giderler
biri sazan yakalamaya tatlı su göletlerine gider,
diğeri kefal yakalamaya deniz koylarına
iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
ikisi de ’asmalı kave’nin müdavimidir
ikisi de oyun oynamayı sever,
biri ’penci se,
severler güzeli genç ise,’ demeyi sever
diğeri ise ’taş taşırım laf taşımam," demeyi...
iki adam tanırım
ikisi de birbirinden huysuz
ikisi de sever bilgisayar başında oturmayı
biri www.edebiyatdefteri.com â girer,
diğeri, youtuube de video seyreder...
bir kara kışta vurdu iki adamı tek kurşun
Hem de sol şakağından tövbesiz
Ne huysuzlukları kaldı geride,
Ne ziyarete açık kapıları...
Aynı mezar içine atıverdik ikisini,
İkisine bir tek mezar taşı...
Kayıt Tarihi : 28.5.2016 09:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!