İKİ FARKLI YOL
Dar bir yol,
Adımı olmayan.
Yarım, yarımla
Vecde gelerek bütünleşen
Işıktan yoksun,
Karanlığa tekâmül eden
Çatısında,
Yalnızca istenilen
Bir yıldız çiçeğidir…
Allardır ılık ılık akan
Bedeniyle kaynaşıp
Gül kokulu tarlasında
Yayılan.
Bir mücadele içinde
Sadece daraban,
Bulunduğu
O kutsal yerde.
Ardına bakamayacak kadar
Temiz ve taze…
Mahkûmiyetinde…
Geriye dönüş duvarı
Sağlam ve kapalı
Belki şaşkın,
Belki de heyecanlı,
Belki coşkulu ya da acılı
Hiç bilmediği zamanın akışında
Göz pınarlarında biriken yağmurları
Gelişiminde
Ne yollar kat etmişti
Yorgun ve umutlu
Ak yumak parmaklarıydı
Onun tutanağı.
Güveni,
Tek kendisiyle oluşudur
Huzuru, mutluluğu.
Ardına bakamayacak kadar
Temiz ve taze…
Zamanın ötesinde…
Sevgiyle beklenilen
Bir müjde olur
Duvarının dışına.
Göğün maviliğiyle aydınlanan
Güneş ışığının sıcaklığında
Yeni bir yol,
Yeni bir çizgi.
Evren hazırdır
Karşılamaya…
Karışmış kokular
Dağıtılmış havaya.
Çınlayan sesler
Yankılanır doğaya.
Bir hüzzam patlar
Belki pişmanlığında.
İlk damla akar
Yağmurlarının selinden.
Yaşam sevgisidir kucaklanan
Kucaklaşan, önde gelen…
Yine,
Ardına bakamayacak kadar
Temiz ve taze…
Meçhul bir yol,
Geniş alan kafesinde
Farklılığı barındıran
Çokluğun hızlı adımları…
Gelişen yaşamın
Zaman yolculuğunda,
Toprakta yeşeren fidanın
Zulümler karmaşasında
Düşen yaprakları,
Susuz kurumuş dalları.
Ardı sıra poyraz
Fırtınaların vurgunu…
Takvimlerinden eksilen
Yitirilen
Temiz ve taze yolculuğunun
Savrulan kırıntılarında,
Artık,
Ardına bakacak kadar
Bir mecruhtu…
Ayşe Nazlıaslan(Tabak)
Janset.
Kayıt Tarihi : 21.7.2017 23:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir insanın, ana rahmine düşen hücrelerle gelişen yolculuğu, doğum ve sonrasındaki yolculuğun hikayesi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!