iki elini ensesinde kenetleyerek
şöyle bir gerindi
boğaza karşı...
boğazın sert havasını
ciğerlerine çektikten sonra
yudumladı çayını…
başını hafifçe gökyüzüne kaldırırken
sigarasından derin bir nefes aldı…
dumanını bırakmak istemedi, önce
sonra,
gözleri bir yerlerde takıldı kaldı…
duman,
kendi bilmezliğiyle
boğazın sert havasında
süzüldü... süzüldü! ...
bir müddet sonra
sanki uykudan uyanıyordu
göz kapaklarını sertçe kırpıştırdı
ve
“nerede kalmıştık” dedi...
“hatırladım” der
tebessüm ederek
“ağladık” diyordum
“sarhoşluktan değil ha..! ”
“geçmişimize...
...yaşadıklarımıza belki de..! ”
“aslında,
yaşayamadıklarımıza,
yapamadıklarımıza daha çok…”
sustu ve
daldı...
boğazın soğuk havası
daha da soğumuştu sanki
omuzları,
başını tartamaz oldu.
hüzünlendi
yüzü çelik gibiydi
kaşlarını çattı;
küfretti
kendine
kendisi…
başını kaldırdı
gökyüzüne
“sana hazırdım” diye mırıldandı
“tekrar sevişmek isterdim, ya! ” dedi
boğazı düğümlendi
yutkunurken zorlandı…
“ne yazık ki,
yaşam;
sadece…
ve sadece tek kullanımlıktır”
diyebildi…
doğrulduğu yerden
ardına bakmadan
boğazın soğuk ve puslu havasında
“elveda demeden” yürüdü…
sanki,
eski bir sevgiliyle buluşur gibi
“merhaba! ” demeden...
iki elini ensesine kenetleyerek
9911190045ct
cemalnalcı
Kayıt Tarihi : 25.5.2005 16:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)