-------------Bu gün İstanbul en sıcak günlerinden birini yaşıyordu. Arzu sınavları geçmiş, tezi de okulda bayağı bir dalgalanma yapmıştı. Hocaları tek, tek tebrik etmişlerdi. Bu gün Arzu’nun en mutlu günüydü. Bütün emeklerinin sonucu olan diplomasını alacaktı. Sabah Ömer kızları yurttan aldı. Önce kuaföre götürdü sonra güzel bir lokanta da öyle yemeklerini yediler. Ayşe’nin annesi ve babasını terminalden aldılar. Arzu’nun ailesi gelemeyecekti çünkü yazı kasabada geçiriyorlardı. Bir de çok masraflı olacaktı İstanbul’la gidip gelmek. Arzu’yu kasabada bekleyeceklerdi. Hep beraber Seda’ların evine geldiler. Ömer, Arzu’nun yanından ayrılmıyordu. İlişkileri epeyce ilerlemişti. Ömer’in annesi artık evlenecekleri günü bekler gibiydi. Ama Arzu’yu ailesinden istemeye gideceklerdi. Hatta Ömer’in babası site içinde havuzlu bir villa bile almıştı. Annesi de evi döşemiş her şey hazırdı. Bu gün anahtarı söz kesildikten sonra gelinine hediye edecekti. Ama bu sözden ne Arzu’nun ne de Ömer’in haberi yoktu. Zaten fark etmezdi, çünkü Ömer Arzu’ya evlenme teklifini yapmış, Arzu’da kabul etmişti. Bu söz artık bir formaliteydi. Ama ya ailesi vermezse diye bir tereddütleri vardı. Çok mu erken karar vermişlerdi. Ama onlar birbirlerini seviyorlardı. Her halde sorun olmazdı! Hangi zamanda yaşıyoruz diye içinden geçirdi, Ömer’in annesi. Ömer’in babası ortaya çıktı herkesi susturdu. Bu gün burada iki şeyi kutlamak için toplandık birincisi kızlarımız bu gün üniversiteyi bitirdi ve diplomalarını alacaklar. İkincisi bu sürpriz Arzu ile oğlumun sözünü keseceğiz. Bundan onların haberleri yoktu ama oğlum Arzu’ya evlenme teklif etmiş ve Arzu kızımızda kabul etmiş. Bizde çok mutlu olduk keşke Arzu’nun ailesi de burada olsaydı. Bu gün olduğu gibi Arzu kasabaya döndüğü zamanda orada da tekrarlayacağız. Bu yüzükleri bu günün anısına sizlere takıyorum. Allah’ta tamamını bizlere göstersin. Arzu şoke olmuştu! Böyle bir emri vaki hiç beklemiyordu. Ömer de şaşkındı. Birazda ailesine kızmıştı. Çünkü Arzu’nun ailesinin hiç haberi yoktu böyle bir şeyden. Belki kabul etmeyeceklerdi. Arzu’nun gözlerine baktı endişeli, endişeli. Arzu’da Ömer’e şaşkın, şaşkın bakıyordu. Aslında herkes çok şaşkındı. Ömer’in annesi Arzu’ yaklaştı yanaklarından öptü ve evin anahtarını uzattı biz düşündük size söz hediyesi Çekme köy den bir ev aldık. İnşallah sonsuza kadar orada mutlu yaşarsınız. Bu ancak evlilik hediyesi olabilirdi. Arzu şaşkın anahtarı almak zorunda kaldı. Teşekkür etti. Arzu Ömer’e ne olduğunu anlayamamış bir ifade ile bakıyordu. Ömer de ona. Belikli Arzu kızmıştı bu işe! Annesinin babasının bu iş güz arlığı onu da kızdırmıştı. Arzu tamamen ondan kopabilirdi de. Bayağı bir tartışma olacak gibi gözüküyordu. Olursa ilk tartışmaları olabilirdi. Niye sanki ona sormadan böyle bir şeye kalkıştılar bir anlam veremiyordu. Arzu’dan da vazgeçebileceğini mi! Düşünmüşlerdi. Eğer öyleyse çok yanılıyorlardı. O artık son noktaydı. Âşık olduğunu kabul ediyordu artık. Arzu âşık mıydı? Hayır değildi ama sevdiğini biliyordu kendisini. Sonra arabalara bindiler. Ömer, Arzu’yu kendi arabasına bindirdi. Beraber gitmeliydiler. Ömer hemen Arzu’dan özür diledi. İnan hiç haberim yoktu dedi. Arzu’dan hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. Canım olsun senin mutluluğunu istiyorlar. Evet, çok şaşırdım ama çok mutluyum seni seviyorum dedi. Ama törenden sonra evimizi görmek istiyorum dedi. Ben nerede olduğunu bilmiyorum ki! Dedi Ömer. Bak anahtarın üzerinde adresi var. Bu Anadolu yakasında ismini yeni duyuyorum. Böyle bir semt mi varmış ki! Neyse törenden sonra epey geç olacak! Dedi Ömer. Arzu olsun ben görmek istiyorum. Ömer teşekkür etti Arzu’ya ben tartışırız diye düşünmüştüm. Ben seni seviyorum aileni de niye tartışacakmışız ki? Ben kızdın zannettim. Sana kızabilir miyim hiç Seni seviyorum! Ömer!
-------------Harika bir geceydi. Arzu okul birincisi olmuştu. Bugüne kadar alınmış en yüksek puanla okulu bitirmişti. Törenden sonra hep beraber eğlenmeye gittiler. Bol, bol dans ettiler. Ayşe ve ailesini otogardan yolcu ettiler. Seda ailesi ile eve gidecekti Arzu’yu da çağırdı bizde kalırsın bu gece dedi. Arzu kabul etmedi. Ömer beni yurda bırakır dedi. Seda ısrar etse de Arzu kabul etmedi. Ömer’de Ben bırakırım dedi ve ayrıldılar.
-------------Ömer yurda gitmiyoruz değimli dedi. Arzu heyecanla eve gidelim dedi. Gece bayağı adresi bulmak için uğraştılar. Bir de siteye girmek problem oldu. Güvenlik onları eve kadar getirdi. Kapıyı Arzu açtı geniş bir salona açılıyordu dış kapı. Güvenlik bazı bilgiler verdikten sonra gitti. Salondan Sürgülü kapılarla bahçeye çıktılar. Arzu çığlık attı havuzu da var Ömer. Ne harika seni çok seviyorum anneni de babanı da ne ince düşünceli insanlar. Teşekkür ederim. Ömer müzik setini açtı. Hafif bir klasik müzik kulaklarını okşadı. Arzu Ömer’in boynuna sarıldı ve dans etmeye başladılar. İkisi de kuğu gibi salonun ortasında dans ettiler. Sonra bir ara göz, göze geldiler. Ömer Arzu’nun gözlerine mavi, mavi baktı. Arzu ne harika gözlerin var dedi. Beni seviyorsun değimli Ömer. Arzu ben sana bunu söylememiştim ben sana âşık oldum biliyor musun? Aşk değince Arzu bir an Kemal geldi aklına. Nasılsa sevgilisinin koynunda yatıyordur diye düşündü. Şimdi sırası mıydı onu düşünmek. Sen delisin bana âşık mı oldun. Yalancı sende dedi ama Ömer’in dudakları ile buluştu dudakları. Ömer’in yumuşacık dudakları kendini havada uçuyormuş gibi hissetti. Sanki ayakları yerden kesilmişti. Bir an Ömer kendini geri çekti özür dilerim derken Arzu’nun elleri o muhteşem dudakları susturdu. Sonra Arzu bütün gücüyle tekrar Ömer’in dudakları ile buluştu. Ne kadar zaman geçti bilinmez. Sonra Arzu Ömer’in gömleğinin düğmelerini yavaş, yavaş çözdü. Kendi üzerini yavaş, yavaş çıkarttı. Ömer’in vücudu kaslı ve iri yapılıydı. Biran aklına Kemal’le buluştukları yerdeki adamın vücudu geldi. Aynen Ömer gibiydi. Aslında ondan çok etkilenmişti. Ömer hiç böyle pürüzsüz ve kalemden çıkmış gibi bir vücut görmemişti. Arzu’nun incecik beli, bir mankeni aratmayacak vücut hatları ufak ve dolgun göğüsleri, uzun siyah saçları. Tek kelimeyle harikaydı. Ömer bütün marifetlerini gösterdi. Arzu bile anlamıştı ne kadar tecrübeli olduğunu. Ama bir eksiklik vardı. Kemal’le beraber oldukları zaman duyduğu hazzı duyamıyordu, bir türlü cazip olmayan bir şey vardı bir eksiklik çözememişti. Sabah ilk ışıkları pencereden içeriye süzülmeye başlamıştı. Yine sıcak bir hava bekliyordu İstanbul’u üstüne bir şeyler geçirdi salondan dışarı, bahçeye çıktı. Her taraf çam ağacı kokuyor kuru otların nemli kokusu, kuş cıvıltıları ve havuzun şırıltısı birden kendini kasabasında hissetti ve ne kadar özlediğini fark etti. Akşam müthişti ama yinede o eksikliği hala hissediyordu. Düşünüyordu ama çözemiyordu. Şezlongun birine oturdu havuza ayaklarını soktu esmer ayaklarını! su soğuktu! Çocukken yüce dağdan gelen pınara ayaklarını soktuğunu hatırladı. Ne kadar küçüktü ayakları belki en çok sevdiği yeri ayaklarıydı. Evet, onları çok seviyordu. Buralara kadar onu getirmişti. Sonra birden pınarda Kemal’in ayaklarını vuruşu aklına geldi. Öylece ayaklarına hayran, hayran bakarken, iki ayağın daha suyu dalgalandırdığını fark etti. Arzu hayatım günaydın. Bende çocukken bunu hep yapardım dedi. Halada hoşuma gider. Nereden anladın çocukluğumu düşündüğümü. Ben anlarım! sana aşığım ya sen ne düşünürsen ben anlarım. Sen artık bensin! Bende sen! Söyle bakalım ben ne düşünüyorum şimdi? Başını hafifçe yana eymiş tatlı, tatlı Arzu’nun yüzüne bakıyordu. Buldum beni çok seviyorsun. Bilemedin işte dedi. Arzu koşarak yanına geldi yalancı diye yumruklamaya başladı. Tamam, tamam bildin işte valla şaka yaptım. Arzu’ya sarıldı saçlarını okşadı, sonra yüzünü ve dudaklarını sevdi ve alnından öptü. Canım çok güzelsin Seni Çok Seviyorum Aşkım dedi. Arzu’da beline sarıldı, başını göğsüne yasladı. Ben de seni seviyorum dedi.
-------------Arzu ben duşa giriyorum sende kahvaltıyı hazırla diye talimat verdi ve duşa girdi. Birkaç dakika geçmişti ki Arzu’nu telefonu çalmaya başladı. Ömer baktı sende kayıtlı olmayan bir numara diye seslendi. Arzu, sen bak canım ben yokum tamamı. Ömer alo dedi karşıdaki Ben Kemal dedi. Ömer şaşırdı! Ben Kemal Arzu Hanımla görüşmek istiyorum dedi. Ömer de burada yok ben gelince aradığınızı söylerim dedi ve telefonu kapattı. Arzu duştan çıkınca Ömer, Kemal’in aradığını söyledi. Arzu’nun yüzü değişti kaşları çatıldı ne istiyormuş dedi. Seni istedi ama ne istediğini söylemedi. Aman ben mi arayacağım zaten silmiştim telefonunu! Birazdan mesaj geldi Kemal buluşmak istiyordu. Bir hafta sonra her zaman buluştukları yerde buluşacaklardı. Arzu sordu buluşma mı istiyor musun dedi. Bilmiyorum sen bilirsin senin her şeyi bildiğini bilmiyor bence iyi olur sende evleneceğimizi söylersin istersen beraber gidelim. Yok, Kasabaya da gitmem lazım annemlerin de haberi yok. Önceden buluşup konuşmak iyi olur. Otobüs saat iki gibi oraya varıyor. Üç gibi buluşuruz herhalde. Sora mesajı yazdı Tamam Akşam üç gibi orada ol. Yazdı ve yolladı….
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.