Ayhan Işın - İki damla gözyaşı 5.Bölüm Ş ...

Ayhan Işın
74

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

………………..Bazılarına göre İstanbul dünyanın en güzel şehri. Bazılarına göre dünyanın en büyük köyü! Fakirlik ve zenginlik bu şehirde kapı komşu! Lüks villalar kalın ve yüksek duvarlarla ayrılmış, gecekondulardan. Bir tarafta açlık diğer tarafta zevki sefa! Barlar, Lüks restoranlar eğlence yerleri. Bir tarafta semt pazarlarında atılmış sebzelerden bir tas akşam yemeği çıkarmaya çalışan insancıklarımız. Çelişkiler şehri!
………………..Arzu, Harem’de otobüsten indi. Üsküdar’a yürüdü. Salacak’ta kız kulesinin önünde bir banka oturdu. Boğaz büyük bir nehir gibi akıyor, bazı yerlerde akıntı tersine dönüyor, girdaplar oluşturuyordu. Karşı tarafta hep kitaplarda gördüğü Topkapı Sarayı gözüküyor. Çok uzaklardan boğaz köprüsü sanki büyük bir halatla iki yakayı birleştirmişler gibi duruyordu. Simitçiden bir simit aldı. Arkadaşları İstanbul’un simidi bir başka olur diye söylemişlerdi. Evet, harika bir tadı vardı. Bir iki parçada martılara attı. O da ne? Etrafta ne kadar martı varsa hepsi toplandı. Memleketinde de martılar vardı ama hiç insana yaklaşmazlar dı. Nerdeyse elinden alacaklardı. İçinden bunlarda azının tadını biliyorlar diye geçirdi. Bir ara Kemal’i düşündü! Oda inmişimiydi? Acaba! Bir an önce yurda yerleşmeliydi. Bir taksi çevirdi eşyalarını yükledi. Taksici onu yurda getirdi. Kalacağı oda üç kişilikti diğer iki yatak ve dolap dolmuştu. Oda arkadaşları ile tanıştı. Ayşe Ankara’dan gelmişti. Seda İstanbul’uydu. Okul evine uzak olduğu için yurtta kalacaktı. Arzu arkadaşları ile hemen kaynaştı. İkisi de çok samimi ve sevecen insanlardı. İçinden bir derin nefes aldı. Çok garip insanlarla da karşılaşabilirdi. Kendini çok şanslı hissetti. Hemen Kemal’i aradı. O da yerleşmiş ti. Sonra annesini aradı onlarda merak etmişlerdi.
………………..Arzu üç yıl boyunca çok çalıştı hiç kafasını kaldırmadan sadece mesleğinde ilerlemek için elinden geleni yaptı. Bazen hafta sonları Seda’da kalmaya gidiyorlar. Sahilde dolaşıyorlar, bazen arkadaşlarının erkek arkadaşları da onlara eşlik ediyordu. Arzu o zaman Kemal’li düşünüyor. Keşke o da burada okusaydı böyle gezerdik diyordu! Ayşe Ankara ya döndüğü zamanlar Kemal’e uğruyor Arzu’dan da mektup götürüyor. Kemal den aldığı mektupları Arzuya götürüyordu.
………………..Yine bir hafta sonunu Seda’larda geçiriyorlardı. Eve geldiklerinde çok yakışıklı düzgün giyimli genç bir adamla karşılaştılar. Ömer, Seda’nın kuzeniydi. Sarışın mavi gözlü kalın dudaklı iri ve formda bir gençti. Çok yakışıklıydı. Ayşe onu görür görmez âşık olmuştu. Hatta onun için, çıktığı arkadaşını bile terk edecekti. Ama Ömer’in gözü Arzu’daydı. Ama Arzu bir defa bile Ömer’in gözüne bakmamıştı. Onun Kemal’i vardı biricik aşkı. Onu çok özlüyordu, okulun bir an önce bitmesini ve kavuşacakları günü iple çekiyordu. Az kalmıştı altı ay geçmek bilmese de geçiyordu işte.
………………..Seda’nın babası ve amcası ile birlikte tohum işinde çalışıyorlar. Alım satım ve ıslah çalışmaları yapıyorlardı. Ömer’de pazarlama satış işleriyle ilgileniyor. Türkiye’nin her yerine bazen yurt dışına iş seyahatleri yapıyordu. Çok sosyal bir insandı hoş sohbetti kendini dinletir, güzel espriler yapar herkesi kahkahalara boğardı. Kadınlarında dilinden anlar, onlara güzel sürprizler yapar. Kendine âşık ederdi ama bağımlı bir tip değil her gün farklı bir bayanla çıkardı. Daldan dala atlardı. Seda şimdiye kadar bir kadına bağlandığını görememişti. Ailesi de artık evlenmesi gerektiğini düşünüyordu çünkü otuz iki yaşını geçmişti artık. Ama onun hiç böyle bir niyeti yok gibiydi. Arzu onun için çok değişik gelmişti. Sakin sessiz çok güzel esmer bir bayandı. Oturmasını kalkmasını bilen. Her zamana uyum sağlayan aklı başında bir genç kızdı. Tanıştığı hiç bir kıza benzemiyordu. Onu bir kaç kez görmüştü ama Seda onları hiç tanıştırmamıştı.. Bu hafta sonu özeldi. Seda ya sormuş ve bir sevgilisi olduğunu öğrenmişti ama onun için önemli değildi bir sevgilinin varlığı, o her kadını etkileyebilir en zor kadınları bile baştan çıkarabilirdi. Seda ya ilk defa yalvarmıştı tanıştırması için. Seda da arkadaşını zor duruma sokmak istemiyordu ama ısrarlara dayanamamıştı.. Arkadaşını tanıyordu Arzu ona kesinlikle yüz vermeyecekti. Bundan adı gibi emindi. Nitekim de öyle olmuştu. Ömer avucunu yalamıştı! Arzu, Ömer’in bu ilgisini fark etmişti ama onun aşkını kimseye değişmezdi. Ömer bu yenilgiyi hazmedememişti. Nasıl oluyor da bir kız onun bu cazibesine karşılık vermiyordu. Ömer kendisini hiç böyle çaresiz hissetmemişti
………………..Ayşe, Ömer için çıldırıyordu ama Ömer hiç Ayşe ile ilgilenmiyordu. Ne vardı sanki Arzu da soğuk kız ne olacak, diye aklından geçiriyordu. Sonra da bu düşündüklerine içerliyor arkadaşına haksızlık ettiğini, düşünerek kendine kızıyordu. Kemal’li düşünüyor ne şanslı çocuk Arzu gibi bir sevgilisi var. Kendisi iki yıldır çıktığı sevgilisini Ömer’i görür görmez terk etmişti. Aslın da ortada da hiç bir şey yokken! Ama aşık değildi ki, Arzu gibi! Ömer, ona âşık olabilirdi bir kez yüzüne baksaydı!
………………..Artık sınavlar yaklaşmış Arzu üzerinde çalıştığı fasulye ile ilgili ıslah çalışmasının son aşamasına gelmişti. Seda babasının yardımı ile Arzu’ya tohum sağlıyor. O da verimi yüzde yüz artıran bir çalışma yapıyor. Elde edilen tohumlar ekilip deneniyordu. Serada elde edilen yeni tohumlar, Laboratuar ortamında genleri değiştiriliyor. Tekrar ekime gönderiliyordu. Muazzam sonuçlar elde edilmiş. Seda’nın babası Arzu’ya okuldan sonra kendileri ile çalışması için iş teklif etmişti. Çok iyi bir gelirle harika bir teklifti. Ama Arzu memleketine gidecek Kemal’le beraber kasabalarına yardım edeceklerdi. Biraz da Ömer yüzünden bu teklife sıcak bakmıyordu, Arzu! Sürekli çiçek yolluyor Seda aracılığı ile çıkma teklif ediyordu. Sıkılmıştı bu trafikten.

Tamamını Oku