Saat 04.30
Seni tanımıyorum.
Gözlerinden başka hiçbir yerini bilmiyorum mesela.
Sırılsıklam yağmurun altında,
Kafası bozuk bir denizin önündeyim.
Adın, beynimin ücra köşelerinde yalnızca bir sokak ismi.
Beni tanımıyorsun.
İsmimi bilip bilmediğini bile bilmiyorum.
Siktir et.
Bu, o kadar da önemli değil.
Geceleri rüyalarına geliyor muyum, bilmiyorum.
Bu, bir bilsen ne kadar önemli.
Bizi tanımıyorlar.
Bu lanet şehrin herhangi bir sokağından geçmedik beraber.
Kahrolsun emperyalizm adımlarından atmadık
Veya sessiz çığlıklarımızdan haykırmadık sabaha.
Ne bileyim işte,
İsrail'i filan boykot etmedik mesela.
Sahi, herhangi bir parkta sabahı aydınlatmadık mı daha?
Ne büyük ayıp bu böyle yirmi birinci asırda.
Çayı kaç şekerli içiyorsun,
Veya doğum leken haritada hangi bölge?
Bilmiyorum.
Oysa hayallerime kalsa
Hangi banka sorsan gösterir bizi.
Ne tür müzikler dinliyorsun?
Bak, harbi bir şey söylemem devlete sorgu odalarında
Aramızda kalsın ama, Ali Kınık mesela.
Seviyor musun, bilmiyorum.
Yalanım varsa pinokyonun burnu olayım
Ben seni, Ali'nin Ayşe'yi sevdiği kadar seviyorum.
Sen beni tanımazsan,
Neresinden tutsak elimizde kalır adalet,
Metrekareye bir yalnızlık düşer
Ve bu büyük dramdır,
Hoşlantının aşk,
Yalnızlığın halt sanıldığı yerde.
Sevmeyi bilmemenizin vebalini biz öderiz
Ve tanımamak için sizi,
Yastığın altında dua ederiz.
Saat 04.32
Sizi malesef tanıyorum.
Kalbinizdeki mühürden öpüyorum desem
Bunu da yatağa bağlayacaksınız ya.
O küflü kalbinizden öpmüyorum.
Sevişmenin adını aşk koydunuz.
Adınızın adı batsın ulan!
Kahrolsun emperyalizm diye bağırsam da
Ortadoğu'da kan
Bende sevdan,
Hiç dinmeyecek!
Kayıt Tarihi : 7.8.2017 18:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!