Çaresiz ayrılığın ateşi
Başka türlü yakar düştüğü yeri
Derman, derdin içinde!
Çivinin çiviyi sökmesi gibi
Siler ayrılığı aşkın ateşi…
6.4.2011
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kısa fakat sevdadan yana içerisinde
her hali barındıran harika bir eser oku-
dum değerli sayfanızda kutlarım tebrikler..
yunus karaçöp
Şiir akışı anlatımı
düşünürlüğü satır geçişler
takıntısız
mükemmellin üzerinde
bir paylaşım olmuş
benden tam puan kutlarım
...................................
ben denedim..
ne acı acıya iyi geldi..
ne soğuk su sancıya..
ama şiirini güzeldi..
Bitimsiz ayrılığın tek çaresinin, bitimsiz bir aşkın gösterimesidir ki, bu da ancak yürekten seven gönül erbabının işidir. Böylesi sağlam istenci işleyen yüreği kutlar, esenlikler dilerim. mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Özlem nakışlı dizeler çok güzeldi.
Sevgilerimle.
'Düşmüşse gönüle 'o' kor
Ne sitem et, ne hesap sor
Kısa günü geceye say
Düşte yaşa, hayıra yor...'
Şiire dönüşmeyi bekleyen bir çalışmamdan bu dörtlük geliverdi aklıma İnci Hanım... Kısa ama çok etkili, 'yüreğe çivi çakar' gibi içe işleyen şiirinizi okuyunca...
Fazla söze hacet yok sanki... Seven için 'zaman, mekan, mesafe' etkisiz elemandır bana göre... Sanırım siz de aynı düşüncedesiniz...
Mükemmel dizelerinizi alkışlıyor, 'ilham vermesi adına' alıyorum müsaadenizle... Size sevgiler, saygılar, selamlar bırakıyorum sayfanızda...
Derman, derdin içinde!
Çivinin çiviyi sökmesi gibi
***
İncim..
yine incilerinden muhteşem bi iki ateş arası düet okuduk ..
yani öyle esti sen bana bakma ..
..
derman derdin içinde
çivi çiviyi söker .
...
güzeldi ..kısacık ama dolu dolu ..
deş deş bul.. yana yan kurtul
erkin babayı da hatırlattı arapsaçı şakısı .. ve orda da
çivi çiviyi söker budur bunun ilacı diyordu ..
...
tabii ki dikkatli olmakta da fayda vardır ..
hani gelen gideni aratır misali olaylara gebe kalmamak için diğer atasözlerini de ekletmesinde :)
ama derman kendinsindir ..
yüreğin lokman hekimi yine sensindir yani ..
yüreğin emeğin varolsun ..
devamı dileğim ve sevgilerimle...
kısa ama mükemmel bir çalışma. tebrikler
İki Ateş
Bitmeyen ayrılığın ateşi
Başka türlü yakar düştüğü yeri
Derman, derdin içinde!
Çivinin çiviyi sökmesi gibi
Siler ayrılığı aşkın ateşi…
6.4.2011
İnci İnceer
Her ne kadar ayrılık ateşten bir ok olsada zaten aşkın ateşindedir yürek...
Dileyelim ki gerçek aşkı taşıyan yüreklere birde o ateşten ok saplanmasın...
Kutluyorum...
Çok güzeldi...
Sevgiler....
İki Ateş
Bitmeyen ayrılığın ateşi
Başka türlü yakar düştüğü yeri
Derman, derdin içinde!
Çivinin çiviyi sökmesi gibi
Siler ayrılığı aşkın ateşi…
6.4.2011
İnci İnceer
Her ne kadar ayrılık ateşten bir ok olsada zaten aşkın ateşindedir yürek...
Dileyelim ki gerçek aşkı taşıyan yüreklere o ateşten ok saplanmasın...
Kutluyorum...
Çok güzeldi...
Sevgiler....
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta