İkbalimiz İhtiyarlasa da...

Kamil Korgan
45

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İkbalimiz İhtiyarlasa da...

Yabancıyım bu sokaklarda,
Kaderin delice savaşlara gebe sokaklarında…
Kızıl çeşmelerinden gözyaşları akıyor oluk oluk,
Umarsızlıklarım bile benden uzak
Kenarlara üşüşmüş, garip, üstü başı kirli bin çocuk.
Secdeye varmışlar bu sokakların sahibi önünde.
Yeşil uğramamış örtmek için kurumuş yüzlerini.
Başağa inanmak, bir tanesine bile inanmak
Yüreğimdeki sancıya dokunuyor; direnişe devam…
Umudun tozları hala elimde;
Terlemiş ellerimde bulamaca dönecek nerdeyse.
Her köşe başında bir ölüme;
Verilen mühletimin ölümüne şahidim.
Salalarına kulak kesiyorum korkarak düşen adımlarla,
Efkârım büyüyor, buduyorum ve
Prangalar yapıyorum çelek tadında…
Böyle miydi sanırsın bu sokaklar,
Oynaşırken ben güneşin koynunda?
Her sabah koşuşurdum sevgi ile
Şendik, dinçtik ve yazmayı bilirdik.
Evet, kaderin sokaklarına yasak şeyler yazardık,
Gerçi ben bilmezdim ama sevda tutardı ellerimden;
Bir sabahın bir de akşamın gözlerine yazardık.
Secde ederdik ama yazdığımıza yalnızca yazdığımıza.
Gonca güller boğulurdu yeşile doymuşluktan;
Başlarını dikerdi gökyüzüne isyan edercesine…
Sonra, sonra savaş tamtamları çaldı,
Kâbusun musikisine mecbur kaldık…
Cesetler topladık, kefenler beyaz değildi,
Bir çaput nasıl kirliyse öyleydi, tamı tamına böyleydi.
İstikbalimizin mavisi aktı yüzünden,
Kara derisine alıştık, sonraları güneş de kustu bizi…
Yalancı yakamozlara kaldık üşürken gecelerde,
Cennetin şeytani tarifini masal ettik kendimize,
Kendimizi avuttuk çocukça…
Umarsızlıklarımızın resmini ayna ettik ellerimize,
Baktıkça daldık seyrine hatıratımızın.
Şimdiyse çoban olduk, gütmeyi bildik
Tanrı’nın ellerindeki âlemi…
Direnmeyi öğrendik sokakların karanlık uçlarında,
Delice kaçmayı ve kaçarken bile sapanla taş atmayı.
Barikatlar kurduk sokaklarda,
Ateşler yakıp halaylar çektik kadere inatla.
Umarların adresini bulduk saklı mevzilerde,
Geceleri sızıp gizlice çaldık meşaleli çizgilerini;
Yol hırsızı olduk anlayacağın, sevda hırsızı…
Anlayacağın, gün ve bugünüm,
Fi zamanların ağırlığında ezilirken
Ağıtsız ağlayışlarımda,
Yalnızlığın kayıplığını tadıyorum sessizce,
Kuralsız oyunların sonunu seyrediyorum
‘Ayrılık’ diye…
Biliyorum:
Âlem aleyhte bize –yokluğumuz için- ittifakla
Ve cellâtları gizlenmiş sinsice
Her yolumuzun her kaldırımına; vuslatımızın anına…
Sokaklar mı yabancı yoksa biz mi?
İhtimaller oyununa dalmışız,
Yol, dağ yolu; yol, isyan yolu;
Yol, uçurum kenarına varmak düşünmeden sonu…
Etim burada, işte bu da o güzelin tırnağı,
Ladesler tutuyoruz var mısın bahsine; yıkacağız hicranı.
Hazır ol dağlar, hazır ol Anka’nın dağları,
Çatışmaya geliyoruz,
Ölmüş, unutulmuş nice âşıklar için geliyoruz,
Yabancıyız; kendimize değil, sana değil
Bu sokaklara yabancıyız.
Mitsel haykırışları topladık yıkık güneşlerin dört duvarından,
Sığınak ettik o sesleri;
Mem’e, Zin’e ve nice sevdalı unutulmuşa ait sesleri.
Bizler kavuşmadık bu kanlı sokakların çeşme başlarında
Ama istif istif çırpınışlarımız var
Öteki âlemde resme dönüşmüş…
Ey Anka çırp kanatlarını küskünlüğün ardına;
Kaf Dağının masal sanılan ardına,
Çünkü
Biz geliyoruz,
İkbalimiz ihtiyarlasa da geliyoruz,
Biz geliyoruz,
Kurşun rengi saçlarımıza bağladığımız sevda ile geliyoruz…

Kamil Korgan
Kayıt Tarihi : 22.12.2008 13:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kemal Kurt
    Kemal Kurt

    syn kamıl korgan :) emegıne yuregıne saglık

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Kamil Korgan