Birazdan
Ölüme çıkacaktı
Onların
İkarya düşleri...
Bir sabah erken
Daha gün doğmamışken
Çıktılar yola
Zulmün mezarlık bekçileri
Ellerinde zincir
demir
sopa
ve kör hançerler vardı
Nazenin çiçekler yapraklarını açmamış
Kurbağalar susmamıştı
Gün doğmamıştı
İnce bir kaval sesi geliyordu uzaklardan
Geldiği yörelerin acılı hasretini taşıyordu
Hapishanenin çevresini sardı notalar
Bir düşmanı kovmak ister gibiydiler
Ama nota bu
Onunla düşman kovulamaz ki
Ah yüreğim kavruluyor
Keşke keşke
Kovabilseydim düşmanı notalarla
O zaman böyle hazırlıksız olmazdım
Sere serpe yatmazdım örneğin
Hayatının en büyük acısını tadacaksın anam
Düşmanlar seni gözler
'Yavrum' diye ağıt yakma derim
Alıp başını avuçlarına ağlama
Tut gözyaşlarını akıt içine
Taş yap acını anam
Taş yap acını ve bas yüreğine
Ve bırak kaynasın içinde volkanlar
Nasılsa birgün patlarlar
Bir baykuş ötüşü yardı geceyi
Nazlı ekinler şöyle bir salladılar başlarını
Gün doğmamıştı
Kalleş bir ölüm kol geziyordu
Fırsat bulamayacaktık kendimizi korumaya
Fırsat bulamayacaktık uykularınızı bölmeye
Günlerdir açtık anam
Saldırıyorlardı ya
Bu ülkenin en güzel insanlarına
Sessiz kalmak olmazdı
Ve biz de
Volta volta kazıdık açlığı bağrımıza
Günlerdir açtık anam
Ama ölüm açlık dinlemiyor ki
Bir doğrulabilseydim şöyle ah
Bir yumruk atardım öndekine okkalı
Ardından bir haykırış
Bir haykırış daha
Kaçacaktılar
Kapkaranlık bir geceydi
Siz uykudaydınız
Çarşaflarınız sıyrılmıştı üzerinizden
Sevdiklerinizle yan yanaydınız
Gün doğmamıştı
Sessizlik iç ürpertiyordu anam
Birazdan ölecektik
Siz uykudaydınız
İnce bir kaval sesi geliyordu uzaklardan
Temmuzdu
Zifiri karanlıktı
Kör bir geceydi
Sessizdi
Birazdan ölecektik
Nazenin çiçekler yapraklarını açmamıştı
Kurbağalar susmamıştı
Daha gün doğmamıştı
Beş özge candık
Bir baykuş ötüşü yardı geceyi
Sevdiklerimiz fırladı yataklarından
Camlara dayadılar alınlarını
Baktılar uzaklara uzun uzun
Acı bir sızı düğümlendi boğazlarına
Birazdan ölecektik
Ne acılar gördük
Ne acılar gördük tarifsiz
Oysa nasıl örgütlemiştik yaşamı
Birazdan ölecektik
İnce bir kaval sesi geliyordu uzaklardan
Siz uykudaydınız
Daha gün doğmamıştı
Naralarla bastılar koğuşumuzu
Fırsat bulamadık uykularınızı bölmeye
Sıcak ve karanlık gece şafağa dönüyordu
Alacakaranlıktı
Uyku çökmüştü yüzlerinize
Ne de güzeldiniz
Sıcaktı
Çarşaflarınız sıyrılmıştı üzerinizden
Sevdiklerinizle yanyanaydınız
Naralarla bastılar koğuşumuzu
İnce bir kaval sesi geliyordu uzaklardan
Birazdan ölecektik
Gün yüzü göremeyecektik...
Karınlarımızı deştiler
Gözlerimizi oydular
Kulaklarımızı kestiler
Oysa biz İkarya'yı düşlerdik geceleri
Mutluluklar,özgürlükler ve güzellikler ülkesi
İkarya'ya gitmek isterdik
Nasıl da örgütlemiştik yaşamı
Alacakaranlıktı
Bir yanık kaval sesi geliyordu uzaklardan
Siz uykudaydınız
Kollarınız,bacaklarınız,gözleriniz sağlamdı
Ve de güzeldiniz
Ama nasılsa bu kan uykular
biter!
Kayıt Tarihi : 20.7.2007 05:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kaval sesleri ile
en çok da umutla örgütlemek yaşamı
acılara rağmen,
İkarya'ya ulaşmak ve herkes kadar ve herkes için gülümsemek için..
..Var olun.
TÜM YORUMLAR (1)