...ıIIIı... Şiiri - Yorumlar

Zuhal Aksulu
182

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kaçırdığı şirket servisinin arkasından bakakalmıştı. Oysa ne kadar çok şeyi kaçırıyordu hayatında... hem de farkında bile olmadan. Hafta sonu boş boş yatıp yüzlerce kez izlediği filmleri izlerken günün en güzel saatlerini kaçırıyordu, hiç istemediği bu hayatı yaşarken belki de en güzel yaşlarını kaçırıyordu. Son zamanlarda hayat onun için sadece nefes alıp vermek, işe gidip gelmek ve defalarca kez izlenen filmlerden ibaret olmuştu. Yemek bile yemiyordu işte... insanlar ailelerinden uzak, fast foodlara dadanmışken, o elindeki nimetin kıymetini bilmiyor; annesinin birbirinden güzel yemeklerinden yemiyordu. Ama annesiyle geçirebileceği kaç senesinin kaldığını, o enfes yemeklerden önüne daha kaç kez konulacağını kim bilebilirdi ki... bunun farkında olsa her yemekten tabak tabak yiyip, ailesini bir gün daha ona bağışladığı için Allah’a şükrederdi. Öylesine kaptırmıştı ki kendini hayata, bu tür şeyleri fark etmiyordu. Tıpkı ufukta kaybolan servis gibi, bir çok şeyin hayatından kaybolup gittiğini fark etseydi her şeyi bambaşka yapabilirdi. Ama hayır... servis gitmişti işte ve işine yetişmesi gerekiyordu. Hızla otobüs durağına yürüdü. Durakta okuluna gitmek için bekleyen üç liseli gençten barka kimse birbirinin yüzüne, gözlerine bakmıyor; tıpkı onun apartmanda yaptığı gibi bir günaydın bile demeden öylece dikiliyorlardı. Aslında herkes onun gibi hayatında çok şeyi kaçırıp, bunun farkında değildi. Otobüs yaklaştığında asık suratlar, sanki kendilerinden başka kimse yokmuş gibi, birbirini ezercesine açık kapıdan adım atmaya çalışıyordu. Soğuktan kulakları, çenesi ve ayakları donmuştu. İçeriye girdiğinde otobüsün yüzüne vuran o rahatsız edici fakat sıcak havası iyi gelmişti.camlar açılmadığı, içerisi havalandırılmadığı için, otobüse binen onlarca kişinin her nefeste bıraktıkları üzüntüleri, stresleri, sıkıntıları havayı öyle boğucu bir hale getirmişti ki yüzünü buruşturdu. Şans eseri tek kişilik bir koltuk boş kalmıştı. Gerçi son zamanlarda pek şanslı sayılmazdı. şaşırdı... donmuş ayaklarındaki topuklu ayakkabı ile hareket etmekte olan otobüste güçlükle adım atarak oturdu bu boş koltuğa. Canda kendi yansımasını görünce yüzü asıldı yine. Dışarıyı izlemeye başladı...donmuş karda insanların, hayvanların ayak izlerini seçmeye çalışıyor, bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındaki insanlara bakıyordu. Bu mevsimin soğuğundan mı, içlerindeki sıkıntıdan mı belli olmayan, kafasını eğmiş, iki büklüm insanlarla doluydu dışarısı. Kendisini kocaman bir ovada yüzünü gökyüzündeki kandırıcı da olsa kış güneşine kaldırmış, bata çıka ama neşeyle kahkahalar atıp kimselerin daha ayak basmadığı bakir karda koşarken hayal etti. Ama hayır... o da dışarıdaki insanlardan farksızdı. Başını eğip, kar içinde yüzlerce çift ayak tarafından ezilmiş güvenli patikadan yürümek zorundaydı. Başını eğdi... gördüğü rüyayı düşünmeye başladı.



12.02.2007


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta