Sekseni, doksanı bulursa yaşın!
Kemikler aşınır, diz tutmaz olur.
Bakanın da yoksa, dinmez gözyaşın!
Bir çift laf etmeye yüz tutmaz olur.
Gider güzelliği, kırışır deri
O keskin gözlerin tükenir feri
İyi göremezsin bastığın yeri
Uzağı, yakını göz tutmaz olur
Kuru ağaç gibi dökülür dalın
Ömrün uzadıkça kenarda kalın
Sofrada olsa da kaymağın, balın
Kalınlaşır dilin haz tutmaz olur.
Bir bir azalırken dostlar, taydaşlar
Kendini bilmezler güçsüzü taşlar
Elin, kolun titrer, sakarlık başlar
Kaşığı, bardağı düz tutmaz olur
Bunun aklı gayri yetmiyor derler
Bir türlü isteği bitmiyor derler
Dünyaya mıh çaktı, gitmiyor derler
Can yoldaşın bile, söz tutmaz olur
Garibin, yoksulun sorulmaz hâli
Elbet, her insanın var bir zevali
Işığı körelmiş lamba misâli ;
Pelte eskiyince gaz tutmaz olur
Hükmü böyle koymuş mülkün Sahibi
Kendi bilir, varı, yoğu, gaibi
Mafsallar yıpranır bir somun gibi
Yıllar, dişleri yer iz tutmaz olur
Çare olmaz ilaç, doktor, hastane
Bilirsin ki, oynanıyor son sahne
Vakit dolar, bulunur bir bahane;
Can uçar, bedeni öz tutmaz olur.
Mehmet Postallı / 2019
Mehmet PostallıKayıt Tarihi : 6.3.2019 11:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bilirsin ki, oynanıyor son sahne
Vakit dolar, bulunur bir bahane;
Can uçar, bedeni öz tutmaz olur.
yüreğinize sağlık
Değerli üstadım çok teşekkür ederim, var olasın, gönlüne sağlık, Selâm, sevgi ve dua ile...
TÜM YORUMLAR (1)