zamanlı zamansız imgelere vurulmak
işitsel bakışlarda
tasvirlerinde kaybolurken
çocukluk anılarımızın
en lüks gofretinden istiyorum
kara bakkal'dan
adı gibi değil gönlü
az güneş görmüş
çukurova'nın kara yağız evladı
pamuktan ak ipekten yumuşak
canım çiğdem ister
bir bardak olsun
param anca ona yeter desem de
dolu dolu verir ne yüzü ne gönlü
ekşimez
ilkinde çiğdemde neci
deyişini hatırlarım
ben de çekirdeği bilmezdim
gazını kaçırtıp içtiğimiz
gazozlar
depozitosunu almak için topladığımız şişer
devşirme değildi duygularımız
televizyon mimari anlayışımıza tecavüz etmemişti
namaz kılınacağı vakit en yakın camiini minaresinden bulurduk
şimdi navigasyonla bakıyoruz
teknoloji çok gelişecek derdi nusret amca
öyle de oldu
telefonla görüşme adabı derslerinden
yeni doğan sabinin özçekim yapacağı çağa geldik.
telefonlar o kadar akıllıydı ki
telefon mu insanı
insan mı telefonu kullanıyor belli değildi
taş devindeki tabletlerden dijital tabletlere
doğal güzellikten, estetik fukaralığına
nusret amca
gün gelecek insanlar kendini beğenmeyecek allah'a senin yarattığın kul olan beni beğenmiyorum diyecekti
gülüşler silikon bakışlar gerdirilmiş
öylece kalmıştık masada
uzaya giderken el nasada
gel zaman git zaman
ben büyüdüm ihtiyarladı şiirim
Kayıt Tarihi : 3.11.2018 12:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!