İhtiyar Adam Şiiri - Halil Topaç

Halil Topaç
228

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İhtiyar Adam

Sıralı dağlar gibi, alnındaki damarlar.
Bilmem kaç dağın yükü, gördü İhtiyar Adam.
Zigana kadar derin, damardaki aralar.
Her çizgide kaç deprem, gördü İhtiyar Adam.

Saç sakala karışmış, başta birkaç tel kalmış.
Tellerin üstü örtük, üstüne karlar yağmış.
Caddede iki büklüm, kâğıttan sofra açmış.
Çeyrek ekmeği yiyip, doydu İhtiyar Adam.

Sanki yer alev alev, yaz temmuzu sımsıcak.
Yumurtayı bıraksan, pişirecek bu toprak.
Nasıl dayandı buna, o çıplak yalın ayak.
Ayaktaki deriyi, soydu İhtiyar Adam.

Hani nerde umudum, o dediğin evladın?
Hani nerde helalin, çok sevdiğin o kadın?
Hiç mi yoktu dostların? Sokakta yalnız kaldın.
Yalnızlık sana kader, oldu İhtiyar Adam.

Kendisine sordular, dünya ne kadar geniş.
Midesini gösterip, onun kadardır demiş.
Sence ömrün ne kadar? Bir bilmez alay etmiş.
Boynunu yere eğip, doldu İhtiyar Adam.

Sen utanma ihtiyar! Sebep olan utansın.
Sen yine koca adam sen yine bir atasın.
Çok acıya tanıksın ve hala ayaktasın.
Kötünün inadına, durdu İhtiyar Adam.

Boş ver ihtiyar adam, tok olanlar ne anlar.
Sen hiç garip değilsin, garip olan insanlar.
Bir baktı kaldırıma, bir adımlık boşluk var.
Ceketi yere serip, daldı İhtiyar Adam.

Altmış beşinden sonra, zengin olsan ne yazar.
Diğer insanlar gibi, delalet seni bozar.
Zengine düşen son mülk, iki metrelik mezar,
Onlarla mülkün aynı, oldu İhtiyar Adam.

Halil Topaç
Kayıt Tarihi : 19.4.2012 19:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Topaç