Yaşlı bir adam vardı, elinde çekiç, çivi,
Örsün başına çökmüş, gamzesinde gizli hâr.
Gölgesine yapışmış, ızdırâbın alevi,
Yalnızlık sancısının, kafesinde pişe-kâr.
Belki de kimsesizdi, belki de yoktu evi,
Yaşlı bir adam vardı elinde çekiç, çivi.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim