Zaman isyana gebe, urgan büklümü saat,
Doğrulmaya yüz tuttu hükmünde helezonlar.
Ey çınar; ulu çınar, can vermekte şecaat,
Uyumakta gözünü kırpmadan garnizonlar.
Atandan miras perde şimdi sofra örtüsü,
Ve ekmek banılmakta akıttığımız tere.
İradeler kof tuğla, şahsiyet beton süsü,
Dişler, dudaklar, diller ağzı bozuk testere.
Bin yıllık hasret ile doğrulttukça başını,
Köklerine kökünden yamyamlar dadanmakta.
Sanma maksat halkandan öğrenmektir yaşını,
Gökyüzüne merdiven dalların budanmakta.
Bu kahkaha senden mi, öz gövden mi gülmekte?
Sen mi kulaklarımı deliyorsun, imkansız.
İşkembeler büyürken, mideler küçülmekte,
Silahlar doğurmakta ama ölümler kansız.
Değil çizdiğim resmin gaiplerden kehanet,
Onursuz tahammülden, gam çekmekte tahammül.
Bu şekilsiz büyüyüş şerha şerha ihanet,
İhanet; öz babanın ihtirasından mamül.
Kayıt Tarihi : 12.9.2020 21:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!