İhtilal Yıllarına Ait Küçük Bir Anı

Vecdi Murat Soydan
651

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

İhtilal Yıllarına Ait Küçük Bir Anı

' önce kol sonra sürgü sonra anahtar açılır kapı
itilirim sırtımdan ben ebedi kiracı kesilmiş hükmüm
önce sürgü sonra kol, sonra anahtar,kapanır kapı
bir ömür boyu diri diri içmek için gövdemi
dolanır bacaklarıma balçık gibi ağır bir karanlık
çırpınsam küçücük pencerede çifte çapraz parmaklık
üstünde yüzüme örtülür binlerce kare demir örgü
her karesinde oyulmuş bir göz gibi kanar gökyüzü '

Nevzat ÇELİK


12 Eylül ihtilalinde henüz 11 yaşında bir çocuktum. Ankara İli’nin Yenimahalle ilçesinde Oğuzlar sokakta geçti çocukluğum. Eski Yenimahalle evleri 3 katlı olurdu ve eski yapılardı. O yıllarda kendi yaşıtlarımızla sokakta ve evlerin bahçelerinde oyunlar oynardık. Rahmetli babam, akşam ezanı okununca bizleri evde görmek isterdi. Akşam hava biraz karardı mı, içine bir ateş düşerdi babamın. Kör kurşunların bizlere isabet edeceğinden endişe ederdi. Baba yüreği işte. Bir oyun sanırdık çocuk aklımızla yaşananları. Mahallede hırsız polisçilik oynardık. Sanırdık ki çocuk aklımızla, hırsızlar kaçıyor polisler kovalıyor, silah sesleri de bunun için atılıyor. O tarihlerde oyun oynadığımız bahçede toprağa gömülmüş bir tabanca buldum bir arkadaşımla. Paslanmaya yüz tutmuş gerçek bir tabancaydı. Karakol mahallemize yakındı. Gidip tabancayı karakola verdik arkadaşımla. Vermez olsaydık.. Aman Allahım, neler yaşamadım ki o sırada. İfadelerimiz alındı, babam çağrıldı karakola.O güne değin karakol yüzü görmeyen garip babam düşünceliydi. Biraz da öfkeli. 'Oğlum size ne silahtan, niye dokundunuz, niye aldınız, bıraksaydınız, bak başınız derde girdi. Şimdi ahiret sualleri sorarlar' dedi. Saatlerce çıkamadık karakoldan. Silah işlemiyordu ve oldukça da paslıydı. Ama sonuçta bir silahtı ve ince ince araştırıldı polis memurlarınca. Kim gömmüş toprağa, niye gömülmüş, nasıl ve ne zaman bulmuşuz silahı. Bununla yetinilmedi, ikinci şube denilen eski Emniyet Müdürlüğüne ekip otosuyla götürüldük. Maceralı ve heyecanlı saatler yaşıyorduk. Çocukca ama saf duygular içindeydik. İkinci şubenin o küf kokan demir parmaklıklarının önünden geçtik. Her taraf demir yığınıydı. Ahh! ! ve offff! ! sesleri arasında koridorlardan ilerliyorduk. O sesler ki, hala beynimin içinde çınlıyor sanki. Kafamı bir ara yukarıya doğru kaldırdım, bir yazı dikkatimi çekti: ' BURADA ALLAH YOKTUR.' Aman Allah’ım.. Neydi bu böyle? ? Allah her yerdeydi, bizlere bu öğretilmişti. Yanlış yazdılar her halde diye geçirdim içimden. Çocuk aklı işte.. Yıllardır bu yazıyı hiç unutmadım.

Aklımda kalan anılar bunlardı.

Allah o günleri bir daha yaşatmasın..

Vecdi Murat SOYDAN

11 Eylül 2010-Isparta

Vecdi Murat Soydan
Kayıt Tarihi : 12.9.2010 13:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ahmet Ayaz
    Ahmet Ayaz

    12 EYLÜL ÖNCESİ BEN KARDEŞİM VE ENİŞTEM DEVLET MEMURU İDİK. GAZİANTEP DE HİÇ BİR KİMSE İLE ALACAK VERECEĞİMİZ YOKTU. AMA EVE GELİP GİDERKEN HER GÜN YOLUMUZU DEĞİŞTİRİYORDUK KORKUDAN. ÖNÜMÜZDE ARKAMIZDA ÇATIR ÇATIR İNSANLAR KURŞUNLANIYORDU HİÇ VE SEBEPSİZ YERE.
    NİCE DOKTORLAR NİCE GAZETECİLER GÖZLER ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLÜYORDU. BUNLARI YAZSAM BİR ROMAN OLUR.
    12 EYLÜL DE EVREN PAŞA BİR HIZIR GİBİ İMDADIMIZA YETİŞTİ.
    ALLAH KENDİSİNİ CENNETİN EN BÜYÜK KÖŞKÜNE NASIP ETSEN
    ÂMİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİNNNNNNNNNN
    Ahmet Ayaz

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Vecdi Murat Soydan