cehennem kanatlı düşlerin kıyısında
azılı cellatların iri kıyım elleri
kıvrımları fersiz tenimizde sınar
gün görmemiş işkencelerini
çapraz sorgulu odalarda
loş karanlığında küflenmiş mahzenlerin
ve bölünmüş vardiyalarda, uy anam...
çekilmiş namluların metal sesine uyanır ve sonra
bir nazlı seher ki, kınında suskun
ecelin sıtmalı korkusu
gezinir avlumuzda, çakırkeyf!
boşalır kanlı meydanlar birdenbire
ses kesilir
söz yankılanır
şimşek çakımıyla yırtılan bir şafakta…
dilinde, intikam saklıdır engereğin!
çatal dişleriyle kollar avını inceden
ve gömülür, kuşluk vaktinde salâsız
filinta yürekli gülendam yiğitler
bıyıkları terlememiş gencecik yiğitler ki;
çatılmış kaşlarında dilsiz bir isyan
kor dudaklarında iffetli bir gülüş
ve esmer tenlerinde yuvalanmış
şarapnel parçaları
parıldar çoğu zaman
emperyal menşeili...
pervasız kanattığımız şu marazlı topraklar
yürütülmüş sıradağlar gibi
yitip gidecek ayak altlarımızdan, yakındır!
ve yazgımızın son mührü fermansız ölüm
bir fedai narasıyla çekip te restini
sa/vuracak, siyanür soluğunu
sessiz-sedasız
sa/vuracak
sabah poyrazlarının ipekten uğultusunda
dağlara-taşlara
kurtlara-kuşlara fısıldayarak adını
ve dipsiz
ve keskin
bıçak sırtı dipsiz uçurumlara
simsiyah gölgesini, rehin bırakarak…
aldanma suskumuza ey dılo!
bağırsam, sığmaz bendine avazım
av/ucunda yastığımız kanar her gece
ve mülteci yıldızlar düşer, nam-ı süreyya
şehla nazarların dokunur büyüsü
uzaklarda
taaa uzaklarda
sonsuz karanlıkların kır/aç koynunda
g/öçlerden viran olmuş satılık bir köy’e…
kaç mevsim geçti, unuttuk ayaküstü!
aşk’larımız vardı
üzerine titrenmiş gonca gül tadında
saklı bir mücevherdiler, ürkek güvercin
gülemiyorsak;
kopartılan
dişlerimizin
utancındandır.
kim çaldı dudaklarımızdan?
hangi hırsız eniği?
o ihtilal mağduru şen tebessümlerimizi...
2011/
Alpaslan AkdağKayıt Tarihi : 27.4.2011 16:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
12 eylül ihtilalinin mağduru olan nice masum insanların değerli anısına saygıyla oluşturulmuş bir şiirdir...
azılı cellatların iri kıyım elleri
kıvrımları fersiz tenimizde sınar
gün görmemiş işkencelerini
çapraz sorgulu odalarda
loş karanlığında küflenmiş mahzenlerin
ve bölünmüş vardiyalarda...'
Kime : deyzaoglu
Tarih : 27.06.2012 17:15 (GMT +2:00)
Konu : Yn: İhtilal Mağduru Tebessüm sıra/ 41
çok başarılıydı. öyle bir anlatmışsınız. bir tarafta çarpıp bölerken, diğer dizede onları toparlayıp birleştirmişsiniz. evet evet pervasızca kanatıyoruz. pervasızca kanatlara kurşun sıkıyoruz. her bir tarafa. insanlığa kurşun sıkıyoruz en önemlisin.
ama dedim ya birleştirmeyi bölme işlemi bitmeden yapabiliyorsunuz.
sonunda şiire bağlı ama o kadarda uzak. uzak ama sırıtmayan bir yazgıyla yazmayla bitiriveriyorsuzun
hepimizin aşkları vardı. hepsinin sevdası vardı. yada koynunda yatamadığı bir helali. yada çocuğu yüzünü göremediği.
gülemiyorsak;
kopartılan
dişlerimizin
utancındandır.
gülebilene yazıklar olsun
gülebilene aşk olsun.
güzeldi şair. yorum bile yapamıyorum ki size.
başarılar diyorum.sadece bu. ve inanıyorum.
sağlıcakla...
Birini çocukken, üç ihtilal görmüş, üç tane de muhtıra görmüş biri olarak, unutamadığım yüzleri buldum şiirde.
Kutluyorum.
Yorum yazmaya gereksinmeden okudum şiiri.
Çünkü kendimi buldum şiirde.Gözleri bağlı insanların karanlıklara doğru yolculuklarını...
Topuklara inen dipçikleri,yarıklardan sızan kanları ve tuz basmaları...
Sökülen tırnakları...
Gecenin herhangi bir anında büyük haykırışlar içinde kesilen sesleri,duran nefesleri...
Neyse.
TÜM YORUMLAR (18)