Giresun /Bulancak-Demircili Köyünde doğdu, İlk Okulu Demircili Köyünde, Orta ve Liseyi dışardan bitirdi. Askerliğini Kıbrısta Bölük yazıcısı olarak tamamladı, 1986 yılında iş hayatına atıldı, iş hayatının yanı sıra, 1998 Yılında Sosyal siyasete atılarak, Dernekler, Vakıflar, Yardım Kuruluşları, TV Programları, vb. birçok alanda sosyal aktivitelerin içinde yer aldı ve hala aktif olarak bulunmaya devam ediyor, fırsat buldukça yaşadıklarını ve anılarını şiire dönüştürmeye çalışıyor. Yüksel evli, 6 Çocuk Babası ve İstanbul’da yaşıyor
Bugün yine düşünüyorum, anılarımla geçmişimi. Her hatırladığımda o yılları canlandırıyorum gözümde. Zaman su gibi akıyor, ömür bitiyor. Geçmişime baktığımda, hep o yılları hatırlıyorum.
Hatırladıkça o yılları, sanki dün gibi yaşıyorum. Bazen hüzün, bazen mutlu o yılları hep özlüyorum. Kalbimde saklı, hafızalarımda kalan o masum heyecanı, gözlerimde hala parlayan o eski günleri arıyorum.
O gençlik yılları, o çocukluk arkadaşları... Hayatın her anı ile yaşanan o günleri... Güneşin doğuşu ile batışı arasında geçen hareketli o yılları arıyorum.
**Bir Gün Doğacak Güneş**
Dışarıda yağmur var, sararan yapraklar düşüyor toprağa. Sonbaharın yorgun nefesi vurmuş dağlara, çiçekler ilkbaharın geleceği günü bekliyor.
Beklerken saçlarıma ak düştü, üşüyorum artık; sanki kar yağacak. Baharı özleyen sözler düşüyor dilime, nakış nakış işleniyor taşlara.
Bu sabah yine doğdu güneş, karanlığın ardından,
Bir bebeğin aydınlığa kavuştuğu o ilk an gibi.
Kuşlar, karıncalar, böcekler, insanlar, sessizliği bozdular,
Esen rüzgâr, yağmurun ardından, tıpkı dün gibi.
Uyandım seher vaktinde, durgun ve yorgun,
Gazze!
Ey mazlum şehir, ey yaralı belde,
Her sabah ateşle uyanırsın,
Her gece enkazın koynunda solarsın.
Gökyüzü kurşun, sokaklar matem,
Karanlık bir odada, beyaz bir kitaplık önünde oturuyorum. Gözlerim renkli ciltlerle dolu kitapların arasında dolaşıyor. Sayfalarıyla konuşuyor, dertlerimin sırlarını çözmeye çalışıyorum. Belki de hislerime derman, yaralarıma merhem olacak bir kitap arıyorum.
Okumaya ömrümün yetmeyeceğini biliyorum. Bu gizemli düşünce beni hayal kurduğum uzaklara götürüyor. Belki de kitapların sayfalarına, kaybolan yıllarımı soruyorum...
Bu düşünceli yolculuk, kitapların büyülü dünyasında bir soluk gibi geçiyor. Her sayfa, bir zaman makinesi gibi, geçmişin izlerini taşıyor. Her cümle, bir hazine sandığına açılan anahtar gibidir. Sayfalar arasında kaybolurken, kelimelerin sihirli ifadelerine tanık oluyorum.
Uzaktayım, Şehrin gürültüsünden, stresinden uzağım,
Bıraktım kendimi doğanın kollarına.
Kuş sesleri, rüzgarın hafif esintisiyle,
Huzuru buluyorum köyümde adım adım.
Her adımda keşfediyorum doğanın mucizelerini,
Durmadan, dinlemeden koşmaktan yoruldum.
Bazen heyecanla, bazen hüzünle, bazen sevinçle…
Bazen üzgün, bazen kırgın.
Yine de hep aynı koşuşturmadan yoruldum.
Kim bilir kalpteki yarayı?
Bazen dargın, bazen kırgın, bazen mutlu…
Anlatamazsın ki anlasınlar,
Konuşamazsın ki konuşsunlar.
Zamana Direnen Umutlar
Çaresizce geçiyor yıllar,
Hayaller bir bir kayboluyor.
Zamana direnen umutlar,
Sessizce gönüllerde yok oluyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!