Güle bülbül olmak kolaydır amma
Onun dikenini sevmektir asıl
Seviyorum demek olaydır amma
Kurak yüreğine yağmaktır asıl
Gel biraz dertleşelim sevgili dostum Beşir
Anlatayım bak sana gelmişiz biz ne hale
Ne seni ne de beni paklamaz bu teneşir
Tencere çok ısınmış kurtarmıyor nihale
Örf âdeti unutmuş habersiziz saygıdan
Geldim gene yoksun
Sensizlik ve hatıraların var odada
Giderken boşaltmayı unuttuğun küllük
İçinde izmaritler, dudaklarından izler
Dökmedim, dökemedim!
Kapatmayı unuttuğun radyo
Bu şiirde ne varsa bir kurgudan ibaret.
Ne duruş var yazanda ne zahirdir şiiri.
Nihayet anladım ki bende yokmuş maharet,
Bir tutmak gerekirmiş kömür ile safiri.
Yapmazsan, iflas ile halin olurmuş ibret.
Yel olup yürek savuran
Bilir misin nedir ey dost
Gideni geri çeviren
Bilir misin nedir ey dost
Dağı yıkıp toz eyleyen
Aldatmasın sizi…
Bu şehrin gündüzleri gülümsemesi
Aslında bu şehir kan ağlıyor her gece
Güneş bile mecbur olmasa
Kaybolmaz asla bu şehrin üstünde
Dedim ya, bu şehir kan ağlıyor her gece
Sus dedin ya bir kere inan olmaz tekrarı
Hayatından sessizce çıkıp da gidiyorum
Üzülme, dile düşmez yaşananın ikrarı
Bükülmemiş boynumu büküp de gidiyorum
Hatta üzülme deyip beklendiğin köşeyi
Gözyaşı ne renktir ve nasıl akar
Onunla şiirler yazanlar bilir
Sevda ateş şehri ve yürek ak kar
Demeden içinde gezenler bilir
Gecenin içine düşen sızıyı
Eyvallah, haklıymışsın, doğruladım ben seni
“Rüya gördün” diyordun uyandım gözün aydın
Karanlık kaybedermiş içine her gireni
Bir veda siyahına boyandım gözün aydın
İtaat ettim artık söylediğin her söze
Ey gözümün nuru kalbimde Ece’m
Cennet cennet bakan, gül yüzlü kızım
Sen benim belki de en zor bilmecem
Fikri zora sokan gül yüzlü kızım
Her şeyi anlatmak inan çok kolay
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!