Bana umudu anlat demişsin ya,
İster resim ister sözle anlatayım.
Baktığın zaman görülen sahaya,
Umudu görür, umudu anlarsın…
Gökyüzüne bulut çizip bakalım,
Yiyeceğini zor bulsa da bu kışta,
Cik cik öterek duyduğun yakarışta,
Özgürce uçmakta olan her kuşta,
Umudu görür, umudu bulursun…
Çağlayarak akmakta olan derede,
Umut uzaklarda değil çok yakınında,
İyice bakıp da bir görebilsen umudu,
Bak hemen içinde; dolaşan kanında,
Karamsar olmayan hemen bulurdu.
Belki uçan bir kelebeğin kanadında,
Akşam olup karanlıklar basınca,
Kimse olmayıp da yalnız kalınca,
Yorgunluğunu bir müzik alınca,
Umutlu olup; umutla bakar yarına.
Karanlık olan gecede ay çıkınca,
Bilecik’te atılmıştı Osmanlı’nın temelleri.
Üç kıtaya yayılmıştı yardımı,sevgisi,elleri.
İlköğrenimini burada tamamlayan biri var,
İlerde bilgisi becerisi ile ülkesini kucaklar.
Beş taş,yakan topu,halat çekme,
Mendil kapma, ip atlama, körebe...
Bu oyunları hatırlatmak istedik size,
Unutulan oyunlarda kaldı sobe...
ÜŞÜŞEN KUŞLAR
Üşüşen kuşlar konmaz oldu pencereme,
Bu yüzden pencerem kuşsuz,sessiz kaldı.
Yem var mı diye bakmıyorum tencereme?
Tencerem bulgur, yiyecek ile dolu kaldı.
Günler, haftalar, aylar durmaz geçer.
Mayısın son haftası içinde yaşıyoruz,
Hava her gün değişik gömlek seçer.
Üşüten havanın haline tabi şaşıyoruz.
Yaratan susuz bırakmaz tüm canları.
İnsanlar iyi olduğu zaman,
Kötü buralardan kaybolur,
Boşuna değil iyileri araman,
Çünkü kötü olanlar kovulur...
Karlı dağları aşıp geldik Orta Asya’dan,
Sönmez ışık olarak parladı Anadolu’dan.
Cesurca yaşayıp uzak kaldık korkudan.
Biz Türk’üz; Bizi Türk yaratmış yaratan.
Sevgi, saygı, hoşgörü bulunur kabımızda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!