İhsan Arı: Hayatı, Biyografisi, Eserleri ..

58

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İHSAN ARI HAYATI

İhsan Arı
8 mayıs 1957 de karaman'a bağlı,mersin'in mut ilçesi sınırında bir toros köyünde doğdu.
babaannesi ve dedesinin yanında,kuma kavgaları,dini ve hayali korku masallarıyla büyümeye çalıştıysa da büyüyemedi.
genç yaşta sirozdan ölen babasını ve göğüs kanseriyle boğuşan annesini şahsen tanıdı.
aileden kaç yaşında ayırıldığına aklı ermiyor.
beş yaşında çobanlığa ve ırgatlığa başladı.
atları,dağları ve yıldızları sevdi.karanlıktan hep korktu,sevdi de.
hiç oyuncağı olmadı,doğayla oynadı.
keklik yuvalarını en çabuk o buldu.
kayalardaki kartal yuvalarına en hızlı tırmanan oydu.
sağ kolu olmayan dedesinin köstebek topraklarına yazdığı harflerle okumayı öğrendi.
altı yaşında,güldere köyü ilkokulunun bahçesinde saklanırken,bir hafta içinde müdüre yakalandı ve belki de kaydını kendi yaptıran en küçük öğrenci oldu.
en küçük amcasının musaf torbasını ve parasını çaldı.
kalem, defter aldı.
amcası kızmadı.
dersin çalışılacak bir şey olduğunu hiç bilmedi.
kimse de demedi zaten.
çok resim yaptı kızlara.
resim yaparken sürekli akan burnundan hep utandı.
ilkokul öğretmeni gizlice parasız yatılı sınavlarına başvurdu onun için.
sınava katılmasına izin vermediler...
dar kamyon yoluna yattı.
kamyoncu onu almak zorunda kaldı.
onbir yaşında,hiç görmediği karaman'da yalnız girdi parasız yatılı sınavına.
ilk sınavı kazandı, yazısını dedesi getirdi ekin dererken.
topladığı yerboncuklarının en güzellerini yengesine verdi sevincinden.
amcası götürdü konya-ereğli'ye oniki km.uzaklıktaki ivriz öğretmen okuluna...
saman vardı saçlarının içinde.
kavlaktı burnu ve yanakları,yara gibi.
-gel bakalım karaoğlan,sende iş var, bak kafan kocaman diye sevdi mülakata alan bir öğretmen.
yaşamı boyunca buna sevindi.
sınavı kazandığına değil, gelen kağıtta yazılı beş frenk gömleği ve bir iskarpinle uçtu sevincinden.
öğretmen okuluna amcası götürdü kayıt için, inmeden döndü minübüsle.
onun gibi yeni kayıt olacakların çoğunun yanındaydı hem anası,hem babası.
bazılarınınsa bir yetişkin erkek tutuyordu elinden.
bakındı, hiç göremedi kendisi gibi ve utanmayı aklına bile getirmeyerek ağladı.
bütünlemeli hikmet abi başını okşadı ve yaptırdı kayıdını.
müdür yardımcısı yok mu anan-baban diye azarladı.
hiç unutmadı ve hala anlamadı en çok kime küstüğünü.
aynı ay içinde mahmut makal'ı dinledi.
hayran oldu anladığından değil köpek,taş gibi şeyler söylediğinden ve herkesin onu severek dinlediğinden.
oniki yaşında en küçük eylemciydi.
kortejin en başındaydı boykotta.
sevimliydi ve halka dönük eğitim pankartını taşıyordu.
döndü köyüne.
okul kapandı iki ay.
aile büyükleri kendilerine hakverdiler ne işi vardı okulda,hayvanları güdecek biri lazımdı.
tekrar çağırdılar.
başladı parasız ve yatılı yedi yıl...
demir çubuklarla,çelik dolaplara vurularak uyandırıldılar.
sık sık bit taraması ve sigara aramasıyla azarlandılar,aşağılandılar.
elbise alımı için doldurulan forma, babasının tahmini beden ölçülerini yazdırarak ilk yalan ifadeyi keşfetti.
yedi takım elbise ve üç palto getirdi simaen tanıdığı babasına.
üç ay süreyle ayakkabısını sürüdü, kalkan pençeyi göstermemek için, topal sandılar.
bir grup okul abisiyle, günaydın çocuklarla uyandıran abdurrahman öğretmeni ziyaret etti,hapiste.
abilerinin samsun sigarasını değil, onun birincisini yakmıştı,yaşamı boyunca, buna sevindi.
ereğli genelevi'nde bir gözü çanakkör ve göğüsleri süt dolu bir tuhaf durumdu gördüğü ilk kadın çıplaklığı.
kadın azarlamadı,şefkatliydi.
unutamadı.
sigaraya alıştı göçmen necip'le.
bir samsuna aşk mektupları yazdı,şiirli ve resimli.
mandolin çaldı.
şiir yazdı.
büyük abilerin resim ödevlerini yaptı.
son sınavlarda hep başkalarının adlarını yazdı kendi sınav kağıtlarına.
harçlıksızlık arkadaşsızlıktı.
gözlük taşıdı sağ-sol kavgalarında.
solunda bulundu pek de anlamadığı bu kavgaların.
deniz gezmiş ve arkadaşlarını gördü de anlamadı aylarca onlar olduğunu...
onlar öldürüldü.
oysa ne de sıcak gülüşleri vardı.
o çok üzüldü,ağladı ve unutamadı.
masatenisi öğrendi.
resimleri hiç inmedi haftanın güzel resimleri köşesinden.
elden ele gezdi hatıra defteri.
kız arkadaşları olanlar şiirlerinden istediler.
sözlükler kazandı öykü yarışmalarında.
mandolinini sattı, çay ısmarladı.
parasızın yatılısında okuyan çok az kızdan hiç biri onu takmadı, ona bakmadı.
*
iki üniversite terketti can güvenliğinden.
1975 in ağustosunda göreve başladı,midyat'ın bir köyünde.
kendi çocuktu ama çocukları vardı.
maaşını üçe böldü.
ayakkabı çorap parası çocuklara.
kitaplara.
ve çorbaya...
biraz arapça öğrendi ve unuttu.
saçlarının uzunluğundan başka eksiği olmadığını söylediler müfettişler,stajerlik sınavında.
çabucak gitti diğer öğretmenler.
üçyıl çalıştı.
*
doğduğu köyünde öğretmendi dördüncü yıl.
şimdiki karısıyla tanıştı.
karısı tanıştığı ilk kızarkadaştı.
*
ilk canarkadaşı geldi dünyaya,nüfus cüzdanında kızı yazsa da.
ihtilalle birlikte.
on yıl sonra ikici kızı, arkadaşı oldu.
*
hamili kartsız atandığı heryerde öğrencileri dışında her şey onu sıktı.
*
isnat edilen;
^^okul müdürü olarak,sürekli gazete,dergi ve kitap okuyarak,öğretmenlerininin huzurunu bozmak^^suçundan bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası aldı.
bölge idare mahkemesinde yargılandı ve aklandı.
*
anadolu üniversitesinden aldığı üç yazlık eğitimle sertifikalı özel eğitimci oldu.
dünyanın en güzel insanlarını tanıdı eskişehir'de.
*
sekiz yıl aktif pazarlama yaptı bir özel şirkette.
para kazandı...
ve kilolandı.
ve sıkıldı.
*
başka yerler görmeliydi,başka ülkeler.
türki cumhuriyetlere öğretmen olarak başvurmayı düşünürken,yurt dışına öğretmen alımları yazısını okudu tesadüfen.
ve kapandı odaya ders çalıştı.
sınavı ilk sıralarda kazandı...
almanya'nın bavyera eyaleti,augsburg kentinde öğretmendi.
dilsiz ve yalnız.
bu beş yıllık kısa dilimi hayatının,en uzun öyküyü oluşturdu.
hala yazamadı.
yepyeni kültürler ve yepyeni ülkelerle tanıştı.
bankog'daki cadde kızları,ona kurban etlerini hatırlattı.
utandı insanlığından ve tiksindi avrupalı zengin adamlardan.
herşeyin dev olduğu,(palmiyelerin,güneşin,hayvanların,hatta kuş seslerinin bile) sirilanka'da,insanların küçücük oluşunu anlayamadı.
büyülendiği mısır'da en çok şahin'doğan,kartal arabaları görünce sevincini abarttı ve komik buldu alman arkadaşları davranışını.
tunus'ta seçim mitinglerine daldı ve bu parti yeni herhalde diye şaşırarak kendini türkiye'de sandı.
hamamet'teki ressamlar kahvesinde resim yaptı,ünlü ressamların oturduğu sandalyeye oturarak.
paris'te hayal kırıklığı,malaga'da antalya'yı yaşadı.
gibralta'da (cebelitarık) yüzüstü koğuldu arabasından bile inmesine izin verilmeden.
budapeşte'de gülbaba'ya sarıldı,anadolu şefkatini,insanseverliğini anlattı grup arkadaşlarına.
viyana,da,zürih'te tavan yaptı yabancılığı.
kuveyt'in arka sokaklarındaki yağlı çamur içini acıttı.
ve dalmayı öğrendi kızıldeniz de.
mercanların renklerini resimlerine taşıdı.
***
her zaman resim yaptı.
ruh çevrecisi dedi kendi kendine.
''Resimlerinde ve şiirlerinde ruhsal çevreciligi,ruh arınımını vurgulamaya çalışıyor.Mavide duygular arıyor.“
„Hep mavi boyuyor ve yazıyorum çünkü; mavi gökyüzü,mavi okyanus, mavi su,mavi temizlik, yükseklik ve derinlik,mavi arınım, mavi hasretlik,mavi en derin duygunun, sevginin rengi bende.Benim çizdiğim insanlar ve diger figürler içini gösterirler, seffaftırlar yani arınmışlardır bencilliklerinden ve korkularından.Resimlerim ve şiirlerim yüzerler okyanuslarda ve gökyüzünde.Ruh ve gönül sevgi mavilerinde arınınca sevgiye yer açılacağını düşünüyorum.

Her resmimin bir şiirini, her şiirimin bir resmini yapmaya çalışıyorum.Gönül, ruh alfabemle sevgiye çağırıyorum önce kendimi ve herkesi.Altınla yazıyor ve çiziyorum çünkü; altın kirlenmez ve paslanmaz.“Diyor İhsan ARI.

Kaynak: Stadd Zeitung-AUGSBURG/DEUTSCHLAND

Eserleri


SERGILERI:
1994 Konya- Güzel sanatlar galerisi (karma)
1995 Konya- Güzel sanatlar galerisi yagliboya (kisisel)
1998 Bobingen- Stadthalle yagliboya (kisisel) ALMANYA
1999 Augsburg – Café Shamata Yagliboya (kisisel) ALMANYA
2000 Steppach-Augsburg-Malteser aquarell ALMANYA
2002 Augsburg – Offenes Atelier Alman, Petrus,Fransiz Seramikci Sophie Pfeifer`le birlikte aquarell ALMANYA
2002 Augsburg –Stadtbücherei (kisisel) ALMANYA
2002 Augsburg- Hammerschmiede KITA-Christkönig ALMANYA
2002 Konya- Güzel sanatlar galerisi (kisisel)
2003 Augsburg- Pfarrzentrum St. Pankratius (kisisel) ALMANYA
2003 Karaman – Belediye Sergi Salonu (kisisel)
2003 Lechflimmern – Augsburg (kisisel) ALMANYA
2003 Waldorfschule – Augsburg (karma) ALMANYA
2004 Botanik Bahçe -Augsburg ALMANYA
2005 Kapadokya-Göreme_Museum Hotel
2006 Kanguru Sanatevi- Ankara
2007 Ekin sanat Kültür - Ankara
2008 Kurgu kültür Evi -Ankra
2010 Taiwan-Taipei-Wingrow Art Gallery
2011 Taiwan -Taipei - Winrow Art Gallery
2012 Taiwan -Taipei -Wingrow Art Galery
2013 Taiwan Taipei -Wingrow Art Galery

KİTAPLARI:
DİLFABE
HALFABE
DİLHAL
DİLHAT