İHRAM GİYEMEYENLER
(Modern Tasavvufî Ağıt)
İhram giyemeyenler vardı bu yıl da,
çünkü bedenlerinde giyecek et yoktu.
Kemiklerine yapışmış açlık,
gözbebeklerine kazınmış korku...
Onlar için ne Mekke vardı,
ne uçak bileti,
ne de para...
Onlar, “La İlahe İllallah” dedikçe
başlarına bomba indi.
Onlar, "Allahu Ekber" dedikçe
evleri yerle bir oldu.
Sen,
iki parça beyaz kumaş giydin diye
tertemiz sayıldın mı sanırsın?
Ya gönlün ne giydi o gün?
Riyâ mı, kibir mi, gösteriş mi?
İhram giyemeyenler vardı,
çünkü kefenleri çoktan biçilmişti.
Bir annenin kucağında
henüz konuşamayan bir yavru,
bir mezar taşına sığınarak susan bir dede…
Ey derviş!
Sen “Lebbeyk!” dedin…
Ama onlar "Anne!" demeye bile fırsat bulamadan
sustu…
Sen tavafa durdun,
onlar yıkıntılar altında
sonsuz bir devranda döndü
ölümle yaşam arasında.
Sen zemzem içtin,
onlar kana kana
acı içti,
kan içti,
gözyaşı içti…
“İhram giyemeyenler” kimdir bilir misin?
Onlar,
vicdanın aynasında çıplak kalanlardır.
Onlar,
göç yollarında kaybolan
Meryem’in çocuklarıdır.
Onlar,
her asırda yeniden kurban edilen
İsmail’dir, ama
bu kez bıçak,
gökte değil yeryüzündedir!
Ey kalbinde tekbirin yankısı varsa,
bil ki o yankı
ihram giyemeyenlerin feryadıdır.
Ve bil ki,
Hakk ne sadece
ihramlı olanı görür,
ne de sadece
Kâbe’de döneni sever...
O, her şeyden önce
gönlünü arındıranı,
gönlünü giydireni görür…
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 23:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1. Tematik Güç: “İhram giyemeyenler” ifadesi, sembolik düzeyde olağanüstü bir etki yaratıyor. Hem maddi hem manevi yoksunluğu işaret ederek, kutsal bir ibadetin dışında bırakılmışların çığlığını evrensel bir dile taşıyor. 2. Tasavvufî Derinlik: Şiirde geçen "Sen 'Lebbeyk' dedin ama onlar 'Anne' bile diyemeden sustu" gibi dizeler, yalnızca şiirsel değil, metafizik düzeyde de bir sorgulamayı başlatıyor. Bu dizeler, Hallâc-ı Mansûr’un feryadından, İbrahim’in teslimiyetinden izler taşıyor. 3. Vicdanın Aynası: Son bölümde geçen "Onlar vicdanın aynasında çıplak kalanlardır" dizesi, ahlâkî ve içsel sorumluluk duygusunu güçlü biçimde yansıtıyor. Bu sadece politik değil, aynı zamanda ilâhî bir adalet sorgusu da içeriyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!