Günaydın sayın seyirciler, ilçemizde dün akşam bıçaklanan bir kişinin haberiyle bültenimize başlıyoruz.
Edinilen bilgiye göre, polis karakolu yakınında karşılaşan iki kişi arasında çıkan
bıçaklı kavgada, Cengiz K. adındaki bir kişi Salih Z. adındaki bir kişiyi üç bıçak darbesi ile ağır yaraladı.
Olay dün akşam saat 19.30 sıralarında Zembilli mahallesi Çarşı Polis Karakolu yanında meydana geldi. Cengiz K. (30) ile Salih Z. (25) , Zembilli Mahallesi Çarşı Polis Karakolu’na 40 metre yakınında kaldırım üzerinde karşılaştılar. Görgü şahidinin verdiği bilgiye göre aralarında borç meselesini konuşurlarken bir süre sonra tartışmaya başladılar. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Cengiz K. üzerinde taşıdığı ekmek bıçağı ile Salih Z. adındaki vatandaşı bacağından, karın boşluğundan, göğsünden olmak üzere 3 bıçak darbesi ile ağır yaraladı.
Görgü şahidinin bağırması üzerine çarşı polis karakolunda bulunan polisler hemen olaya müdahale ettiler. Cengiz K. hemen elindeki suç aleti ile yakalanırken, aldığı bıçak darbeleri kanlar içinde kalan Salih Z. ambulansla Acıpınar Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Tedavi altına alınan yaralı Salih Z. in hayati tehlikesi devam ediyor. Acıpınar komiseri Kazım Kara olay hakkında yaptığı açıklamaya göre, Salih Z. ‘in Cengiz K.‘ye motosiklet borcunu vermediği öğrenildi. Komiser, olay ile ilgili soruşturma başlattığını da bildirdi.
-Ya arkadaşlar, ben Salih’i tanıyorum. Eniştemin yanında çalışıyor! Eniştem daha geçen gün adamı öve öve bitirememişti! Vay efendim, çok doğruymuş, çok dürüstmüş! Çok doğruydu da borcunu neden vermemiş?
-Şu günlerde kimseye güvenilmiyor! Doğru dürüst adamlar bile borcunun üstüne yatarsa, gerisini siz düşünün artık!
-Haklısın Hakan abi, kimseye güvenmeyeceksin şu dünyada! Geçenlerde eniştemin yanına gittiğimde adamı zaten hiç gözüm tutmamıştı. Eniştem neden adamı göklere çıkardı halen anlamadım!
-Tuncay, adam şimdi hastahanede can çekiştiriyor... Sen de habire günahını alıyorsun! Olayı tam anlamadan bilmeden yorum yapma!
-Mustafa abi, haberleri hep beraber izledik! Olay açık ve net, Salih borcunu vermeyince Cengiz bir güzel bıçaklamış! Helal olsun Cengiz’e! Ben onu bunu bilmem, yamulanları düzeltivereceksin, gerekirse bıçakla!
-Tuncay kes! Belli oldu, sen Salih’i kıskanmışsın! Bu gidişle sen bir gün kıskançlığından çatlarsın, biraz yavaş ol! Olayı sadece görgü tanıdığının ve komiserin anlattıkları kadar biliyoruz. Salih’in de söyleyecekleri vardır elbet! Hem, geçen yıl sen de bana borcunu vermemiştin, seni hemen bıçaklamam mı lazımdı?
-Şeyyy, ben aslında veremedim. Param yoktu ama bu adam vermemiş….
-Nerden biliyorsun?
-Beyler! Beyler! Sesiniz iki sokak öteden duyuluyor, nedir alıp veremediğiniz?
-Telaşlanma Kenan, bir şey yok! Salih diye biri bıçaklamış, bizim Tuncay anlamadan dinlemeden adama atıp tutuyor!
-Saliih, hangi Salih? !
-Eniştemin yanında çalışan elektrikçi Salih!
-Aman Allah’ım ben ne yaptııııı…
-Hakan! Tuncay! yardım edin, bayıldı!
-Kenan! Kenan! Kolonya getirin çabuk!
-Ner-de-yim…. N’ooldu ba-na?
-Elektrikçi Salih’in bıçaklandığını duyunca yığıldın kaldın… Hakan, yan kahvehaneden Kenan’a hemen ıhlamur getir, bir de tost yaptır!
-Sağ ol Mustafa abi… Salih benim yüzümden bıçaklandı… Ben ne yapacağım şimdi, hadi ölürse? Nasıl affederim kendimi? Fadime teyzenin nasıl yüzüne bakarım artık? Ahhh eşek kafam ahh!
-Kenan, sakin ol! Çayını iç, sonra anlatırsın…
Kenan çayı içtikten sonra anlatmaya başladı.
*
-Merhaba Salih, hayırdır? İyi görünmüyorsun?
-Sorma Kenan, çok zor durumdayım…Bizim ustanın işleri kesat gidiyor. İki aydır beş kuruş vermedi! Motosikletin borcunu ödeyemedim, adam laf anlamıyor!
-Senet yapın?
-Ağabeycim, adam odunun teki! İlla da paramı isterim diye tutturdu! Aslında haksız da değil, ihtiyacı olmasa güzelim motosikleti neden satsın ki?
-Borcun ne kadar?
-Çoğunu ödemiştim, sadece son taksit kalmıştı…. 1000 lira. Bana bir kaç aylığına borç versen? Ustadan alır almaz hemen….
-Tamam! Tamam! Annemden alıp yarın işten sonra getiririm…
-Kenan, Allah senden razı olsun! Beni büyük bir dertten kurtardın!
-Salih, lafı mı olur? Annenin az mi iyiliğini gördük! Şimdi bir yere gitmem lazım, yarın görüşürüz!
*
-Kenan oğlum, Salih’e parayı verdin mi?
-Hayır anne, daha vermedim….
-Oğlum, adamı bekletme! Git hemen ver! Hem o kadar para cepte gezdirilmez, düşürürsün, çaldırırsın!
-Anne, felaket tellallığında bir numarasın ha! Niye çaldıracakmışım, ayakta uyumuyoruz herhalde! Parayı yarın veririm!
-Oğlum, söz verdin! Adam şimdi seni bekliyor! Ne hakkın var senin adamı bekletmeye?
-Anne büyütme! Biraz sonra maç başlayacak, maçtan sonra...
-Ver bana şu parayı bakiim, ben gider veririm!
-Annee! Ne işin var senin sanayide! Tamam, heyecanlanma! Biraz sonra telefon açarım, gelip alsın! Paraya ihtiyacı olan o, neden ben ayağına kadar gidiyor muşum?
-Oğluum, başından söyleseydin ya, gel al diye? Senin niyetini değiştirdiğini nerden bilsin, müneccim değil ya!
-Anne, neden bu kadar üstüne düşüyorsun anladım, telefon açarım… O da gelir alır. Altında motosikleti var!
-Oğlum, içimde bir sıkıntı var… Sanki kötü bir şey olacakmış gibi geliyor bana. N’olur hemen git o parayı ver!
-Anne, korkma bana bir şey olmaz, müsterih ol! Biraz sonra gelmezse, ben gider veririm! Hadi şimdi komşularınla keyfine bak… Hah, maçta başladı!
-Kenan! Parayı verdin mi?
-Hıııı? Ne parası?
-Oğlum, sen Salih’e parayı vermedin yoksa?
-Kafaya bir şeyi taktın mı, adamı deli edersin anne! Zaten yenildik! şimdi çok geç oldu, sabah veririm!
-Ah oğlum ah! İhmalkarlığın bir gün başına dert açacak!
-Hadi anne, iyi geceler… Saat geç oldu, sabah erken kalkacağım!
*
-Dün akşam sen Salih’i aramadın mı yoksa?
-Hayır Mustafa abi, maç heyecanından aramadım. O beni bir kaç kez aradı, telefonu bile açmadım….
-Kenan, çok büyük bir hata yapmışsın…Dua et ölmesin!
-Abi, içim zaten daralıyor! Lütfen yaramı deşme!
-Oğlum, burada oturmakla bir şey olmaz! Kalk, hemen hastahaneye git! Bütün hastahane masraflarını öde, bu sana bir ders olsun! Kan lazımsa kan ver, böbrek lazımda böbrek! Koş!
-Mustafa abi, beni arabayla bir zahmet götürsen, kendimi iyi hissetmiyorum.
-Olur, hemen gidelim…. Yanıma para alayım, lazım olabilir….
Kenan ile Mustafa hastahaneye geldiklerinde ilk Salih’in annesini gördüler.
-Fadime teyze, geçmiş olsun! Ben şeyyy…
-Annenin durumu iyi, Kenan. Ameliyatı iyi geçmiş… Allah annenden razı olsun..
-Annem mi? Ne ameliyatı? Fadime teyze neler oluyor?
-Sakin ol, Kenan! Korkulacak bir şey yok. Annenin böbreği Salih’inkine uydu ve annen sağ böbreğini verdi, yoksa Salih’im…..
Abdullah KonukseverKayıt Tarihi : 3.9.2009 18:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!