Tan yeri ağarırken, diriliğin müjdesi,
Sineleri titretir, saba’dan ezan sesi.
Müezzin minareden, çağırırken herkesi,
--Birde özel davet var, ihlâsla gelenlere,
--Nefsine arif olup, Rabbini bilenlere
O bir gönüle girse, bir daha asla çıkmaz,
Eksilmez hiçbir şeyi, verir vermekten bıkmaz.
Yerler gökler genişler, zaman mekân da sıkmaz,
--Bunda nice ayet var, ihlâsla gelenlere,
--Her taraf ayna olur, körlüğü yenenlere.
Kim bilirse aslını, sen ben kavgası biter,
Gönül gülistan olur, Şeyda bülbüller öter,
Bir dost, bir post, bir hırka, kanaat mülkü yeter,
--Allah'tan hidayet var, ihlâsla gelenlere,
--Benliğini Tevhitle, öldürüp gömenlere.
Gölgeler çekilince, gövde aslına döner,
Vahdet sırrı gelince, kesretin sesi diner.
En ilahi ilhamlar, âşık kalplere iner,
--Orada bir mabet var, ihlâsla gelenlere,
--Lâf-ı Güzaf tan geçip, özüne dönenlere.
Fâni olan vücudun, Beka'nın efendisi,
Tekâmül eden akıl, gönülün ta kendisi.
Âlemleri kaplarken, tek bir Allah sevgisi,
--Buralardan git olmaz, ihlâsla gelenlere,
--Mahlûka şefkat edip, Hak için sevenlere.
Damlasını sel edip, deryalara akana,
Yar zülfünü dolayıp, gerdanına takana,
Ağyar ile yar olup, dost yüzüne bakana
--Aynıyla icabet var, ihlâsla gelenlere.
--Ebedi dirilik var, ölmeden ölenlere.
22.03.2013…Mustafa Yaralı
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 23.3.2013 00:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!