attığım adımları zaptedemez zaman
yağmalanmış olsam da
gizli günahlarıyla anılarımın
ve yalnızlığım sırılsıklam iranî bir ezgi
acılarım dağılırdı geceye
semtleri ayrıran ana caddelere
şarklı bir tevekkül içinde
her sonlanışında sen akşam balkonlarında
elma yanaklı çocuk gülücüklerinin
ben bir kere ihanet ettim aşkla
..
rakı içerim hatırlarım babamı
ay geceyi bozar rakı bol içerikli hüznümü
ağzımdaki mahzun ve masum küfür
babamdan kalma faşizme
ve güzelliği unutmamak
lamsız ve de cimsiz
boyun eğmemektir
yine
faşizme
babam gibi...
..
uzak sislerin kirli yakınlığı mıdır bu
laciverdi küflü bir köşeyi dönerken onu gördüğünü sanmak
yağmur aklımı almasaydı yeşili içmezdim acı acı
kendi gözlerimden
karanlığın üstüne su serperek geceye ihanet ediyorum...
yasını tuttumdu bir ikindi kalbimi tutarak
anlık kanat çırpışlarında güvercinlerin
böyle toy ağlamalarımı sadece sana yazarak
..
tek perdede akla fikre mantığa ihanet
akan suda iki kez yıkanılmaz meselesi
ihanet birbirimize kendimize
ihanet
hayal ettiğimiz çocuğumuzun yerinde
son oyununu bizle oynuyor
ayan beyan
aynamızda kümülüslü bir akşam gibi
sopsoğuk
..