İçinde yaşattığın şehevi duyguları
takım elbisen gibi üzerinden çıkarıp asarsan başkasına
“seven kadına rağmen! ”
kasılırken, asılan yalnızca sen olursun
ebed’e dek sürecek kendi yalnızlığına
hem sırat yaşamadan hem sırat esnasında
cehennemin nârında sonsuz sallanmak için fermanın uçkur ipin,
ipini çeken de, sen!
kendi çektiğin ipte her zede düğüm olur
düğüm düğüm acıyı maktüle zerkederken!
“kol kırılmış olsa da yen içinde kalırmış”
kırılır, kalben kadın
teni içinde kalır yenemediği acı
senin yaktığın kalpte…
yenir yutulur değil, elle tutulur değil
göremez dıştan bakan
tek görüp göreceğin, yaştır gözünden akan
ihanetzede derler aldatılmış olana
ihanet’zedeler’ de,
zede yara değildir hekimin görmediği tek yaradır ihanet
bundandır yanan gönle merhem bulunmayışı
damlaları konuşur, ihanetzede susar
erkek günaha susar...
ihanetin maktulü içre içre ağlarken
fiyâkalı faili daha bilemiyordur
yakasına sardığı ödenmez günahını
aldatış madalyası ruhuna takıyorken
bihaberdir, sol omuz meleği ne yazıyor?
Ve aldattım sanandır gerçekte hep aldanan!
Ha bir eksiktir artık, ha bir fazla farketmez
sen kadını aldatsan ‘dünya’ aldatır seni
makyajlıdır bu dünya
aldanırsan büyüye;
dağdan akan çığ gibi günahın seni aşar, hep büyüye büyüye
ezip geçer üstünden
bunu anladığında, iş işten geçmiş artık 'tek bir sözün' kalmıştır
tekbir… Allah’u Ekber… deneceği o an’da
sırat misafiriyken pişmanlık dilindeyken
“desen de; faydasızdır”
keşke önce bilseydim, madem makyajmış dünya
bütün bu günahları işlemeseydim dün ya!
çünkü yaklaşıyor ‘an’ bildirilen kıyamet
henüz zamanın varken dön Rabbine, kıyam et
Kayıt Tarihi : 22.7.2009 00:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!