İhanet,ölüm ve veda Şiiri - Ahmet Müfit

İhanet,ölüm ve veda

Seni yitirdim.
İki sokak ötede bir sırdaşım olmayacak artık.

Konuşmuştuk;nasıl yokedeceğini,üçüncü şahısların
ve yaşamın kuşatmasının;yada kimbilir,
bizdik üçüncü şahısları yaşamın
bizdik yokeden,ayrımında olacakların
pişmanlık içinde anlatırkenüçüncü şahıslara
ve daha uzaktakilere belki birgün...
kimbilir belkide bizdik,yitiren.
Bak!Yengiyle kaldırdılar havaya yabalarını
uygarca konuştuk;
ne kaldı ki geriye,
yada özlenen ne kaldı o geceden
turunçgillerden bir meyve adı..
bir de yengeçlerin kuytu sırları belki
anımsadıkça düş kırıklığı yaratan,
bir savaştan başka
ne kaldı ki geriye.

Daha mı güçlendi ruhlarınız;yapamamak mıydı yoksa
Bir sevişmeden sonra,
Ağır gelmesi yalanların.
Oysa tutkunun gölgesinde anlatılan
Aynı yalan değil midir
Saklı yalnızlığında,yaşanan anın

Lanet olsun!
Lanet olsun sözcüklerin bayağı dünyasına.Koparmadı mı
Aramızdaki ipi;yokettiğimizi sandığığmız
Eski dünyanın alışkanlıkları,belirmedi mi telaş içinde.
Korku değil de nedir şimdi,ya da ürkek bir sahiplenme
Saklıdır,saklıdır,saklıdır...konuşmanın imkansızlığında;Ve üstüne konuşulan her duygu
ölüdür

Artık bitti.
Kapının önünden alışkanlıkla geçtiğin evin
Kapalı kapıları
Kapalı sırları
Kapalı yalanları
-Hepsi,yeni bir düşkırıklığı-
Ve kapalı...
Kapalı.

Tatlı bir ürperti açsın mı şimdi tüm kapıları;Oysa gece
Düşündürmekte bana biraz öfkeyi.Kayan bir yıldız mıydı
Dudaklarında ansız beliren.Yoksa unuttunmu o gece
Tutkuyla girdiğin hazların kefenini.Bu belki
Anımsatır sana korkunç gülyabanini.Turunçgillerden
Bir meyve tattığında.Oysa gün doğunca,kıskanç koca
Dönünce evine,ay yiter ruhlarımızda.Büyü biter.
-Belki hiç olmamıştır-saankiler arasında.

Dostum.
Düşmanım;
Kıskanç koca!
Bu bir çift sözde senin için:
Sanma ki çektim kılıcımı
Ve savaşmaktayım sevgilin için
Sanma ki öfkedendir bu dizelerim
Kim yazarken aynı derinlikte kalabilmiş ki...
Sen masum ve suçlu
-İşte öğrendin!Ama ne kazandırdı sana
Acıdan başka... ve biraz daha yitirdin inancını
Aşka ve dostluğa...
-Önce düşün!Kim ister ki yalan söylemeyi
Ya da ihanetin saklı ağırlığına katlanmayı
Yalanlar vardır;Ama biz iteleriz sevgiliyi o uçuruma
Biliyorum sonsuza dek nefret edeceksin benden.
Ben;her konduğu yeri pisleten haz böceği
Bütün sevgililerinizi baştan çıkarttım,acı çekerek.

Seni yitirdim.
Ah! Aklıma düştün yine,kötücül gece
Ve tüm içki satan büfeleri kapalıydı şehrin
O gece nasıl kapalıysa kalbin.
Gerçi
Çağırır şarkıları,gecenin arsız bülbülü
Ama avutamaz artık inançsız kalbimi nağmeleri.
Yıldızlar daha mı uzaktırlar şimdi benden
Turunçgillerden bir meyve adı kadar.
Sürülürüm
O sahillerden.Bütün dinlerden kovulan
Bir yalvacım artık ben.

Şeytan!
Can dostum;
yine sana geldim,
yine haklı çıktın;iğreniyorum bu yanından.
tapınan kimdi peki,benki arzulayabilirdim
üç aylık gebe bir kadınla sevişmeyi;
unuttururdum çocuğunun babasını
dokunurken gergin karnına .
ama tapınan kimdi,
inananlar ve günahkarlar katında,
öylesine yorgu ki şimdi sesim.

Artık bitti.
Ah!Sonsuz gece bitti artık.
Düşlerin ilahlarının soğuyor bedenleri,
Mutlu evliliklerin yatak odalarında.
Oysa inanmıştık biz,kalplerimizde
Turunçgillerden bir meyve adı,
Bir şarkı adamıştık düşlere,
Ve düşlerin ölümsüzlüğüne.

Artık bitti.
Hepimiz üçüncü şahıslarıyız artık aşkın.
Elbette bitti.
Unuturum artı ihanetini,tutkuyla öprim dudaklarından
Unutursun beni,ya da unutur yıldızlar da geceyi...unutulur
Elbette.Tüm üçüncü şahısları yaşamın,
Veda ederler,sevişirken gülümseyen bebek yüzüne,
Unutulur.
Tuurunçgillerden bir meyve adı
İki sokak ötede sırdaşın olur.

Ahmet Müfit
Kayıt Tarihi : 15.4.2001 17:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Müfit