İhanet’e uğradı kehanet
İhanet’e, apansız
Firaktayken gece gündüzle
Gümüş ve sim
Bir ay belirdi dolunaysız
Sarı renkli sayfalar siyaha çaldı
Ne renkler yürüdü dimağa
Ne de mavi başlı entari kaldı..
Uzun uzadıya bir geceydi
Mürşit miydi mürit miydi
Cibril miydi Azrail mi
Sonra gün’ü çağırdı düşüne
Ve orta yerinden yırtıldı sayfa
Her yer yerle yeksan, peşmurde, dağınık
İsimsiz kaç hece kaldıysa
Anadilinden başka dil bilmeyen kaç çocuk
Ezbere geçti yırtılan faydan..
Cisimsiz, şekilsiz gün ortasında ay’dan
Vazgeçtiler, ıpıssız, tenha, gözü yaşlı
Ne söyledilerse ne dedilerse
Hepsi havada asılı durmakta
Ya da suya bir olta uzaklığında..
İhanet’e uğradı kehanet
Gündelik bir yaşamın kıyısında
Acaip, şaşkın, kaç zemheri bilinmez
Ne zamandan beridir burada
Yıkılıyor, yıkılacak bir zamanda
İhanet’e uğradı kehanet
Sahipsiz bir anda
Sahibiyle beraber görünmez bir handa
Görünerek cümle aleme
Nasihat ederek değil, söverek
Döndü, döndü pervanenin yurdunda..
Kayıt Tarihi : 25.10.2011 19:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!