Şu hayatta en kötü yalan,
Seni kendine bağlayıp,
Sonrada sırtından kahpece vuran,
O riyakar sevgilinin,
Sahte gözyaşlarından öylece akarmış.
Yine seni acı tebessümlere bırakıp,
Gönlüne yas düşürüp hüzünlere boğarmış…
Geleceğin neler sakladığını,
Hayatın nelere gebe kaldığını,
Seven insan hiç bilmezmiş.
Ve her şeyden habersiz,
Sanki yıkılmış bir kalenin,
Hüzün dolu habercisi gibi,
Kader ağlarını içten içe,
Meğer hep sinsi sinsi örermiş…
Gözlerindeki gölgeli bakışlar,
Anılarını kör bıçak gibi kesermiş.
Hüzünlü gecelerin karanlığında,
O hayasız sevgilinin ihaneti,
Şu deli gönlüne;
Bir cenaze gibi çökermiş…
Yediğin sillenin suskunluğunda,
Yüreğinse musalla taşında,
İçinde kopan fırtınayı,
Hep sindirerek dindirmek istermiş.
Ve o bakışların,
Ağılı bir kurşuna dönüp,
Zehirli bir hançer gibi;
Yaralı yüreğine tekrar işlermiş.
Kayıt Tarihi : 4.4.2015 12:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!