4-5 yaşımda ahşap iki katlı evimizin abak deliğinden aşağıdan geçen çocukların kafasına tükürürdüm. Gerçi üniversite yıllarımda sabahın 5 inde arkadaşım Vildan’ı cork diye ezdiğim kara Fatma cesedini faraşaya koyarak, evde turlatmıştım. Ciyak ciyak balkona kaçtı, takibi sürdürdüm, gecelikle cama koşanları görünce vazgeçtim. Birde meslek lisesi yıllarımda sınıfta iki kızdık. Erkekler yemekten önce bize iğrenç fıkralar anlatarak iştahımızı kapatmaya çalışırdı. Bir iki öğün yemeğimi kaptırdıktan sonra, onların iğrenç fıkralarını tepkisiz, suratımı buruşturmadan ayyy, ıyyy, böggg sesleri çıkarmadan dinleyerek daha iğrenç hikayeler anlatıp karşı saldırıda bulundum. Heee heee sade derslerde değil, iğrençlikte de onları halt etmek çok hoştu. Hatta bir seferinde işi azıtıp yağmurda toprak üstüne çıkan solucanları avuçlamış, okuldaki kızları önüme katarak kovalamıştım. İşte çubuk makarna, gel ye diye de bağırdım. Okulumuzun Müdüründe öyle derin izler bırakmışım ki… Yıllar sonra iş yerimde amirimin odasında oturuyordu. Elimde evrakla içeri daldım. Beni tanımazdı nasıl olsa. Sen kalk yaşından başından utanma, beni tanı, üstelik anlat yaptıklarımı. Evli barklı, çoluk çocuk sahibi kadına yapılır mı bu ya. Hiç eğitim neferine yakışıyor mu? Bide dedi ki. Bu var ya bu, (İşaret parmağıyla beni gösteriyooo) saçımı beyazlattı. (halbuki saç beyazlaması kalıtsaldır, ne alaka şimdi? İki oğlanı merdivenden kayarken ittim diye, koridorda fındık faresi kovalayıp, yakalayıp önüme gelene attım diye hiç müdürün saçı beyazlar mı?) Ah bide lise sonda kendini jön zanneden (etrafında yapışık bir sürü salak kızın verdiği zanna) bir çocuk vardı. Bir gün yanıma gelip sana olan hislerimi biliyor musun dedi. Bende hayır, ama sen benim sana olan hislerimi biliyor musun dedim. Zafer kazanmış, mağrur bir eda ile yüzüme baktı. Baş ve vücudumu geriden ileriye, ona doğru şiddetle iterek böööğ dedim. Sonradan duyduk ki cinsiyet değiştirmiş (Acaba günaha mı girdim? Aşırı tepki gösterip zavallıyı ters mi çevirdim. Sen affet Yarabbi)
Okul ve mahalle arkadaşım olan, bütün mağdur ve mağdurelerden özür diliyor bana haklarını helal etmelerini istiyorum. Hiçbir günahları ve suçları art niyetleri yokmuş meğer. Zamanımızda ki insan suretinde yaratıkları gördükçe, gazetede ki olayları okudukça, içimden bunlara ani tükürük saldırısında bulunmak, Kırım Kongo Kenelerini burunlarına tıkmak (bulup da çıkaramasınlar) et obur örümceklerle tüm vücutlarını sarıp sarmalamak, baş ve gövdemi geriden doğru hızla itip, büyük bir tazyikle suratlarına kusmak istiyorum. Bir iğrenç olasım geldi, bir iğrenç olasım geldi ki sormayın.
Kayıt Tarihi : 29.8.2006 12:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu yazıyı; evli barklı olduğu halde, ağızlarından salyalar akıtarak arananlara, çocuğu yaşında kıza göz koyup, çocukluk arkadaşı anasıyla ilişkiye giren dini alet ederek, namus bekçiliğ ile namussuzluğun ve sapıklığın, münafıklığın kitabını yazanlara, gayri meşru ilişkileri ile övünüp, sırıtıp arzı endam eden arsızlara ve bu sapıkları yatıp kalkıp, medyada burnumuza sokan, gençlerin hatta yaşını başını almış insanların bile beynini yıkayan, sözüm ona aydınlara, onun bunun parasını, canını çalanlara ithaf ediyor, en derin, içten ve tazyikli böööğlerimi sunuyorum.
![Aynur Baydar](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/29/igrenc-olasim-geldi.jpg)
emeginize saglik
saygi ve selamlarimla
hürmetler
Emmin
TÜM YORUMLAR (3)