Emine Genç - İftira 1 (Hikaye) Şiiri - A ...

Emine Genç
434

ŞİİR


35

TAKİPÇİ

1. Bölüm/1. Kısım

Bundan 26 yıl önceydi. Aylardan neydi tam olarak hatırlayamıyordu Gülfidan. Ama mısırlar ve bostanlar olmuştu.
Gülfidan 13 yaşında, kumral, beyaz tenliydi. Cesur bir yüreği, gülmeyi bilen gözleri vardı. Babasına olan düşkünlüğü herkes tarafından bilinirdi. O babasının kızıydı ki bazı özelliklerini de babasından almıştı. Pratik bir zekâya sahipti. Orta ikiye gidiyordu. Ders çalışmayı pek sevmezdi ama sınıftaki dikkati ile genelde başarılı bir öğrenciydi. Babası Gülfidanın okuyup Hâkim olmasını istiyordu. Gülfidan’ın hayalinde ise polis olmak veya sağlıkçı olmak vardı. Fakat babasını kırmak istemediğinden bu düşüncelerini bir türlü söyleyemiyordu. Ama Kazım bey, kesin tavrını koymuştu. Hatta bir seferinde bu konuyu babasıyla konuşmayı denemişti. Gülfidan:
-Baba ben polis ya da hemşire olmak istiyorum! Kazım bey:
-Kesinlikle olmaz. Hakim olacaksan okuturum yoksa okulun yüzünü göremezsin bir daha. Bu konu burada kapanmıştır. Ona göre düşün taşın kararını ver. “Ya herru ya merru..” dedi. Gülfidanın babası Kazım bey oldukça ciddi bir görünüşe sahipti, Sert bir adamdı. Esmer kısa boylu ve hafif göbekliydi. Siyah ve gür bıyıkları onu daha ciddi bir insan yapıyordu. En büyük özelliği ise başında taşıdığı fötr şapkası ile giydiği uzun paltosuydu. Bir otoriteydi o. Ailesine çok düşkündü ve birde içkiyi çok severdi. Çevresinde hatırı sayılır, saygın bir insandı. Kendisinden korkan çok olduğu gibi, sevenleri de çoktu. Herkes ona saygı duyardı. Patronu bile. Çünkü yaptığı işlerdeki başarısı ile tanınıyordu. Çiftçiydi ekim dikim zamanı herkes onu ve yaptığı tarımı örnek alır taklit ederlerdi.
Kazım bey bir gün piknik düzenlemeye karar verdi. Ailesini, dostlarını çalıştığı çiftliğe götürecekti. Yoğun bir kıştan yeni çıkmışlardı. Ama sobaları hala yanıyordu. Bu piknik sözü yüzünü güldürdü Gülfidan’ın bir anda içine bir sevinç doldu. Kırları özlemişti. Dışarıda mis gibi bir bahar vardı. Gülfidan bu kış okula yalnız gitmemişti. Teyzesinin kızı Aynur onlarda kalıyordu. Birlikte aynı okula gidiyordular. Aynur minyon tipli esmer, zayıf bir genç kızdı. Nedense yüzü pek gülmezdi. İfadesinde hep bir memnuniyetsizlik vardı. Aynur’u mutlu etmek çok zor bir işti. Gülfidan’ın eniştesi yani Aynur’un babası Adapazarı’nın bir köyünde imamlık yapıyordu. Aynur orada okula gitmiş fakat başarılı olamamıştı. Onların yanında başka bir okula giderek sınıf tekrarı yapıyordu. Aynur Orta 3’e gidiyordu. Nedense Gülfidan ile pek arası yoktu. Akran sayılırlardı ama o hep Gülfidan’dan uzak duruyordu. Aynı yatağı paylaşıyor, birlikte yıkanıyorlardı. Aynur’un yalnızlık hissetmemesi için Gülfidan’ın ailesi elinden geleni yapıyordu. Özellikle Gülfidan’ın babası farklı bir ilgi gösteriyordu Aynur’a ama o bunlara karşılık gene de mutlu değildi. Sebebini hiç öğrenemedi Gülfidan.

Tamamını Oku