dinim için yurdumu,
namus gibi saymışım,
asırlara sor yolumu,
sonsuza uzanmışım.
vatanın bayrağını,
Soğuğa sıcağa hiç aldırmadan,
Dört mevsim içinde çalışıp durdum,
Bedenen yıpranıp, zihinen yoruldum,
Keşke beni bir takdir eden olsaydı!
Çocukluğumu bile yaşayamadım,
Yağan bu kaçıncı kar, gürleyen bu kaçıncı gök,
Omuzlarımda ağırlaşan bu kaçıncı yük,
Atmaya çalışıyorum bu derdi ızdırabı,
Sensin her derdin devası ey şanı büyük.
Ağaçlarda kurayan bu kaçıncı dal, bu kaçıncı yaprak
Elalem de bize hor bakıyor
İçimde tutuşan nardan habersiz
Bazı dilden sanki töhmet akıyor
Dinleyip geçiyorum elbet çaresiz.
Amca, dayı olduk düze inmeden
Asaletten doğar hidayet nuru,
Akar çeşmeden berrak duru,
İsrafil vuracak nihayet suru,
Söğüt ağacından meyve yeyilmez!
Kayadan kayaya geçit verilmez,
babanızın uşağı yok,saatlerce kafa yorup yazalar,
bilirmisin bu yaşta nasıl mezar kazalar
senin gibi hazırcılar hemen silip atalar,
sonra da ona,buna kusur bulup çatalar,
birazda bizlerin emeğine saygı gerek,
Sinemde özlemin, gözümde hasret
Kaşların yay olmuş, nurdan bir suret
Aşkını söyleyecek yoktur cesaret
İçin için yanar gönlümde aşkın.
Salınıp gidersin yollar boyunca



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!