Ben seni bir bahar için
Vatanını yurdunu terkeden
Göçmen kuşları gibi değil
Sabır taşı misali bir savaşçı timsali
Dört mevsim vatanını bekleyen
Kafkas kartalları gibi sevdim
ÇÖKÜŞ
Viran bir şehir gibi, darmadağın olmuş yüreğim.
Gençliğimin, terkedilmişliğini haykırıyor;
Beliren yüz hatlarım,
Ve pervasızca ağaran saçlarım.
İSTANBUL
Nasıl bir cilvedir bu asırlardır;
Boncuk misali, orduları yoluna dizen.
Sırma köşkler mi, sıra, sıra,
Ölümsüzlük mü, gerdanın da gezinen!
Gölgesiz kalmakmış, güneş, anlında.
Güneş, aramakmış, gece koynunda.
Kurak toprakmışım! Yağmur onunla;
Manası gizlenmiş, yetim ruhuna.
Her şeyin ortası, bam teli ruhun;
Ne bilir Hakkı bilmeyen.
Bilene bilmek ne gerek.
Bilen, elbet bilir haddin;
Bilmeyene, söz ne gerek.
Yolunda ölmek, ibadettir.
Bir hissiyat ki keşfedilen;
Aşkla yaşamak, şahadettir.
Hüsranı baki, defnedilen
Beşeri akla muhaliftir!
Şiirlere değen kalpler;
Susuzluktan boynu bükülen,
Gül tomurcuklarına değen tatlı su damlacıkları gibidir.
Yüreğinizi açın ki; çiçeğe dursun şiirler.
Ağlamayı bilmeyen kalpler,
Yabancı Gibi
Bugün hiç onsuz geçmediğim caddede karşılaşmışız.
Usulca sıyrılıp geçmiş yanımdan.
Hayallerim, umutlarım,
Düşman gibi kaçmış, sessizce akmış yamacımdan.
Yokluğu varlık sanan, Hakka varamaz.
Damlasına kanmayan, suya doyamaz.
Ey kendini bilmeyip, bir nefsi bilen;
Birliği görmeyen göz, biri göremez.
Memleket toz duman her halde gören gözün yok.
Kalk yiğit adam Alperenler omuz versin,
Gönüller sultanına üşümek yok,
Yangın yerinde yürektesin.
Sen yaşarken sensizliği arayanlarda;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!