İdeolojileri Terör İze Etmek 8

8] Toplumun işbirlikçi kimi otoriter gücünün, ideolojileri terör ize etmesi bağlamında tespitimize temel olacakla1967-1980’e dek olaylarının belirgin ve sembol bir kesitine, neşter vurmak, çok uygun bir örnekleme olacaktır. Bu 6. Filo olaylarıdır. 6. Filo olayları, bir toplum ve bir kesim halkın bilinçlenmesi için bir ateşleyici dış nedendi. 6. Filo; toplumların ve halkın güncel olaylar karşısında, emperyalizmle yapılan mücadeleye dek tavırca uyanıştı duruşunun, sembol ve simgece bir kıvılcımıydı.

İşbirlikçi, etkili ve yetkili çevrelere göre; 6. Filo; uluslararası kara sularda, emperyalist silahlı gücün boy gösterdiği tetikçi bir tehdit değildi! Yine bu emperyalist tehdit, Vietnam vahşetinin, egemence güç göstericisi olacakla sömürge bir tabii yuna, keyfe keder çıkışın, dayatması da değildi! Aksine, sanki 6. Filo, kendi yurdundan elini kolunu sallayacaktan; gezme, görme, bilgisini artırma, iştiyakıyla yola çıkmıştılar! Sanki Dünya insanlığı ile gezecekten ilişki kurmanın; bilinçli, masum, sivillerinden oluşmuş, bir turizm hareketi gibiydi! Bu iş bitiricilerce zihinler böyle gölgeleniyordu.

6.Filo'nun geliş şerefine, sahil gazinoları, genel evleri ve sokakları; badanayla beyaza boyanıyordu. Bu ahlaksızca tertipleri, çatılar üzerine; ‘ hoş geldiniz denizciler’ denilişin, 21 pare top atışlarla yaptıkları kutlamalarını, bu türden onursuzluk karşılaması ile pekiştiriyorlardı!

Kargaşacı grup, ‘Müslümanlar’ diye başlayan kışkırtılmalı yazılara başladılar. Bunlardan ari olan halkın, halkçı tavrına seslenişlerle ve halkın hassas oluştu damarına basılacaktan, halkı ruhen olayların içine çekiyorlardı. Böylece halk ta, yalancı bir karşıt taraf, oluyordu!

Egemen sınıflar, halk içinde, sırf çatışmasına değin oluşacak uyanıştı grup yandaşlığını önlemek, halkın bilinçlenmesini geriletmek uğruna, toplumsal sorunları yozlaştırmaya gittiler. Halkı, kitleleri; toplumsal konular üzerinde duyarsızlaştırma pahasına, halkın bilmesinler iliği üzerinde, halkın dini tartışmalarını, toplumsal bir sorunu savunma yapıyorlarmış camsına ajite ettiler. Yoktan olanla, halkçı anlamaları mesele yapan savunmalar; toplumsal olanı, savunma şekli gibi oturdu vermişlerdi!

1969’larda, Mehmet Şevket Eygi’nin İslamcı gazetesi ’Bugün’ vardı. Burada çıkan yazıların ne denli ezber ve toplumsal görüş olmayacak, hitabı 'Müslümanlar' der olur denli halkçı söylemli, konjonktürden ve aydınlanmadan uzak, sömürüyü, günceli ve toplumsak olanı, İslam dini akideleri düzeyine indirgiyordu. Bu yazıların, toplumsak olanı, halkçı olana indirgeyişle, tahrik, tahkir (onurca aşağılama) ve tezyifti (öyle gösterme) bir yazı tarzı türüne, en güzel bir örnek olduğu; çok açıktır. Amerikan 6. filosuna karşı gösteri yapan öğrencileri, önce kâfir ilan etti!

[Ve 'kâfirleri boğmanın vakti geldi! 6. filoya karşı çıkanları gebertmek için ant içildi! '] gibi cehalet, hiddet, tahkir ve tezyifti garez başlığıyla çıktı. Hele toplumsal olmayan şu konutlara bakın; başyazılarında: 'Amerika, Allah’a inanıyor, Amerika’nın dini var, Amerika’da İslamiyet’i yayabilmek hürriyeti var. Amerika inançlarımıza hürmet ediyor. Amerika ehvendir, ehafftır (hafif kusur görülür) , ehli kitaptır.' ]diyen İslamcı yazar sn. Şevket Eygi, [genel eve gitmek ve Türkiye’ye gözdağı vermek üzere İstanbul’a getirilen 6. Filo’ya karşı gösteri yapan Türk gençlerinin elinden 6. Filo’yu kurtarmak için cihat çağrısı yapıyordu.] (Ekşi Sözlük 6. filo bahsi; M. Şahap Tan “Bugün’ün Dervişi Mehmet Şevket Eygi Kimdir?)

Böylece 1968’lerden itibaren Dünya hareketi içinde (buna Yunanistan da dahil) kendisine çıkacak ve yanaşacak bir liman bulamayan 6. Filo; gönül huzuru ile Türkiye’ye ve Türkiye’nin muhtelif yerlerine, kezlerce çağrılmıştı! Bu davete değin karşı oluşun önce fikirdi zeminde, temelce gerekçeli protestoları öngörüldü. Bu öngörüler karşısında, bir kesim işbirlikçi etkililer boş durmadı. Durumun arbedesi olacak; karşıt kavgacı gruba günler öncesinden bu durumu ihale edişle, işe başlandı.

6. Filo eylemleri başladığında, en gına gelinen haberler; yukarıdan beri ideolojileri terör ize etme belirtilenlerin, resmi ağızlarda teyidini gösteriyordu. ‘…Türk misafir perverliğine uymayan bu gibi hareketler, cezasız kalmayacaktır’ türü haberler, bu teranelerle başlar ve bu gibi benzer teraneleriyle biterdi.

Emperyalist efendisi ile kölesine değin gibi olan bu ilişki, bu kimi işbirlikçilerin işgüzarlık siyaseti sayesinde saygı ile karşılanıyordu. Tehdidin soğuk yüzünü örtmek için işbirlikçiler, badana aklığı ile ve alenen ve uşakça tavırları da, ‘turizm yatırımı’ gibi teranece bir utanmazlıkla, lanse ediyordular.

Bu erkteki kimi güçlerin, ideolojileri; terör ize boyutuna indirgeyen, 6. Filoya karşı oluşun konjonktürse ve toplumsal ideolojik temelini, saçmaya ve bilmesinler ilik oyununa dek indirgediler. Halk alana dek devinme söylemli tahrikler üzerinden, karşıt kavga grupları yarattılar. Toplumsal bir proje uygulayım üretim tarzı olan ideoloji, halk söylemine ve halk alanın anlayıştı işleyişine göre değerlendirilip (!) tu kaka ediliyordu.

Komünistlik bir toplumcu görüş olmaktan çıkmış adeta suç delili olmanın, en temel belge söylemi idi. Toplumsal bir hareket, bir halk söylemi olan ve halkın kişi öznelliği olan söylem bilinçsizliğine indirgenmişti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi siyasi, toplumsal olup biten güncele değin eylemler; ‘Türk misafir perverliği’ gibi ne anlama geldiği muğlak bir ifade ile toplumsal olanlar, terör ize edilişle polarize ediliyordu.

Nasıl toplumsal bir hak aranmanın karşısına, din, iman gibi topluma değin olmayan halkçı değerler ve vatan millet gibi her yere cuk oturur soyuttu değerlerin, alakası olmayan anlam ilgisiyle meşruiyet eşme yapılacakla; bilinçsizliklerine, uyutmalarına tutamak edişle karşı çıkıldı. Aynı mantıkla bir 12 Eylül 1980’de 1970'lerin iç güvenliği ortadan kaldırtan taktikti tehdidi ile davrandı. 1980 hareketi kendisini meşrulaştırmak için toplumsak olacak çözümleri, 'Atatürk'tü' gibi hem alakasızca, hem de 'tekrar edilenin etkisini değersiz eştirmek adına' kendi mantığını, ortaya koyup, silindir gibi her şeyin üzerinde geçecekti! Güya düzene karşı olanlarla, yine güya düzenden yana olanları ayrımcılık gözetmeme(!) mantığı olacakla, işe başlayacaktı.

Kendince, ayrıklık yapmama adına, suç işleyenin de; suçsuzla, aynı işlemi görmesi gibi hileyi şerci zilletine başvurulup, yurttaşlık haklarına, insanlık haklarına ve evrensel tutum aşma haklarına aykırı olaraktan, kitleleri vahşice ve bir bir işkence ve öldürmeli devlet terörü ile elden geçirir olacaktı. Geleceğin yeşil kuşak ve ılımlı İslam yapılaşmasının sesiz sedasız, düşünmeye zaman bırakmadan, sessiz sedasız böylece temelleri, atılır olacaktı. Yine ekonomik ve toplum sal, bilimsel olanın karşısına; halk sal, öznel, toplum sal olmayan, değerlerle; dinli imanlı yapılanmalarla çıkılacaktı! Bir toplumsal sorun, meydanlarda ayet okumanın çözümleri ile meydanları yıkarcasına, alkışlar alacaktı. Çünkü laiklik dahi bu manada, toplum içinde bir inanç özgürlüğü sayılacaktı (!)

Halk egemenliğinin, yasalarla verilmiş haktı. Egemenliğin halka değin kullanım hakkı; böylesine bir terör ize boyuta indirilmişti. Hem de demokratik bir hakkın kullanımına dinsiz imansız denişle, kâfir ilan edişlerle, Türk misafir perverliği ve Türk turizminin kaynağı, gibi göz yaşartıcı açıklamalarla ve Moskova’nın yolu gibi ipe sapa gelmez, yol gösterici söylemlerle bunlar yapılmıştı. Ve daha nicelerle, halk çıkarı olacak egemenliğin kullanım ve düzenlenmesine dek araçtı yöntemi, biz iyisini biliriz denişlerin baskısıyla böylece önlüyordular.

14.05.2010