İdealler beni değiştirmiyorsa, ideallerimi mi değiştireyim?
İdeal insanın ulaşmak istediği son nokta
İnsanın gerçekleri, idealle insan arasındaki kör nokta
Görünen köy kılavuz istemiyor
İdealler, sürçü lisan insanın dilinde dolaşıyor
Ve idealler insanı değiştiremiyor
Dava denilen şey, insanın kendini feda edeceği inanç
Eskiden böyleyleydi, şimdi dava uğruna insanlar feda ediliyor
Her davanın sözcüsü bir davacı başı
Davacı başının çıkarı, en iyi yoldaşı
Şimdi böyle, anlamak için boşuna yorma aklı
Akıl bir karış yukarı
Gerçekler bir karış aşağı
İletişim, insanı insan yapan değerlerin, değersizliklerin yansıması
Her iletişim, insanın dışına aynası
Tepeden bakış,
Göz göze bakış,
Aşağıdan yukarı bakış
İletişim seçeneklerinden
Her bakış, seyreder kendi gerçeklerinden
İdeal, insanın özgürce kendini ifade etmesi
Asimile, insanın diğer insanın gölgesinde yetişmesi
Ülkem, uzun yıllar batı tarafından asimile ediliyor
Ülkemde tepeden bakanlar, diğerlerini asimile ediyor
Dili, dini, inancı, yaşamı, ilkesi, ideali ile insan varsa
Dilini, dinini, inancını, yaşamını, ilkesini idealini insan dayatıyorsa
Dili, dini, inancı, yaşamı, ilkesi tepeden bakanlarca yasaklanıyorsa
Döngüdeki gerçek, ideallerin yaşama yansıması mı?
Yoksa ideallerin tepetaklak baş aşağı olması mı?
Kendisi için istediğini başkası için istemeyen insan
İdeal noktasında, insanlık noktasında yerle yeksan
Ulus olmak, insanlık âleminde bir damla
Ulusçu olmak, insanlık âlemine bir dayatma
“Aynı ormanın ağaçları gibi kardeşçesine özgür”
Diyen insanın, insanların düşünce arkasında ulusçuluk gürse
İnsanlık idealleri yerle birdir, eğer gerçekçi düşünülürse
Benim ağacım daha gür, daha büyük, daha yüksek
Benim ağacımın dalları, budakları, yaprakları daha güzel, gerçeği görsek
Böyle bir algı, körlükte fili tarif etmek
Bütün dünyayı görmeden,
Dünyadaki güzellikleri görmeden
Dünyadaki insanları tanımadan, tanışmadan
İnsanlık olgularıyla insanlarla kaynaşmadan
En iyi, en güzel benim ülkem
En değerli benim ulusum
En şanlı benim tarihim
Dediğimiz gün
Körlükle, sağırlıkla, dilsizlikle, kaybettiğimiz insanlıktır
Aklı, bilimi yol edindikleri halde
Aklın, bilimin kötü bildiklerini yaşam edinenler
İdeal noktasında karanlığın içinde kaybolup gitmişlerdir
Gün, ideallerin namusunun olmadığı, insanın namussuzca idealleri tükettiği gündür
Hangi ideal, insanın eline, diline düşmüşse, sanki ırzına geçilmiş gibidir
İdealler insanların çıkarlarında öğütülen un gibidir
Bugün, yalancı, ikiyüzlü olmayanlar sadece çıkarcılardır
Sadece çıkarcılar idealleri için her şeyi yapmaktadırlar
İnsan severlik
Toplum için fedakârlık
Allah’a inanırlık
Akla, bilime inanırlık
Tam bir ikiyüzlülük içinde, riyakârlığın doruk noktasını yaşıyor
Şöyle bir düşünün
Aklın, bilimin, tecrübelerin, geleneklerin, ideallerin kötü saydığı ne varsa
Fuhuş mu, içki mi, kumar mı, hırsızlık mı, rüşvet mi, haksız adam öldürmek mi?
Gözünü, elini başkalarının namusuna, ırzına, malına dikmek mi?
Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir düşü gerçekleştirmek mi?
Kişisel özgürlükler adına, insanı, hayvanı, doğayı yok etmek mi?
Hemen hepsi, çağın, çağdaşlığın, medeniyetin simgesiymiş gibi yaşanıyor
Gelişmiş, çağdaşlık, medeniyet bu tür eylemlerin yoğunluğuyla paylaşılıyor
Kadın, evliymiş fark etmez, özgürce başkalarıyla aşk yaşayabiliyorsa
Erkek, evliymiş fark etmez, özgürce başkalarıyla aşk yaşayabiliyorsa
Kısa hayat içinde değiştirilen eşlerin sayısınca insan çağdaş sayılıyorsa
İçki, fuhuş, görsellik, kumar geliştiği söylenen bölgelerde yoğunlaşıyorsa
Hele bazıları, içkinin, fuhşun, görselliğin bol olduğu bölgeleri, laiklikle, demokrasiyle tamamlıyorsa
Aklın, bilimin kötü sayması ne fark eder?
Aklın, bilimin önderlik olarak kabulü ne fark eder?
Sanki aklın, bilimin önderliği, sorumsuz, sınırsız yaşamak sanılıyor
Sanki akıl, bilim, insanlara, insanlık değerlerinden ne varsa yıkın geçin diyor
Millete, yoksula, fakire tepeden bakan
Hayatını, sorumsuz, bohem yaşayan
Medenidir, gelişmiştir anlayışını yaygılaştırıyorlar
Böyle olunca, insanlık idealleri, erdemleri nereye gidiyor sormuyorlar
Ülkenin en büyük kentinin ortasında üç buçuk burjuvanın yaşamını
Demokrasinin, laikliğin, çağdaşlığın zirvesi sayıyorlar
Bohem yaşayıştaki burjuvanın, işçiden, köylüden, fakirden, yoksuldan haberi var mı?
Gece sabahlara kadar eğlenirken, sorumsuzca hayat yaşarken, paraları savururken
Ülkenin sorunlarından, içinde bulunduğu çıkmazdan haberi var mı?
Ne yapıyor üç buçuk burjuva?
Soruluyor mu insanlık adına?
Soruluyor mu solculuk adına?
Soruluyor mu inançlar adına?
Soruluyor mu idealler uğruna?
Hayır!
Görsel medya peşlerinde
Yıkılıyor ortalık spot haberleriyle
Bir adam var, çıkıyor kadın kılığında ortalığa
Küfür, hakaret, belden aşağı sözler gırla
Bir alkış tufanı görseniz, hayret, alkışlayanlar ulaşmış çağdaşlığa
Utanmak
Arlanmak
Sözlüklerde geri kalmış bir kelime
Anlamları geçmiyor artık bu devirde
Ne kadar hakaret edebiliyorsan millete
Ne kadar düşüyorsa sözler yerin dibine
O kadar alkış alıyorsun bak keyfine
Türk dil kurumuna vereceğim dilekçe
Kaldırsınlar geçmiyor artık, insanlık erdemlerini içeren her kelime
Günah yobazın sözü
Sevap koca karı nenelerimizin gönlü
Ar, namus, karanlık ortaçağdan kalma
Arlanmak, insan özgürlüğüne vurulan damga
Öyleyse ne gerek var bunlara?
Kaldırın özgürlük gelsin, sözlüklere, kitaplara
Deniyor nasılsa beden bana ait
Sen tüm erdemlerini al da git
İster alırım, ister satarım bedenimi
Çek başımdan dinini, inancını, ideolojini, idealini
Bindiğim çağdaşlık, özgürlük treni
İdeallerimi değiştirmem mi gerekiyor?
İdeallerimi eleştirmem mi gerekiyor?
İdeallerime göre değişmem mi gerekiyor?
Kanımca çıkarcılığın egemen olduğu dünyada
Arkasından yürünülecek
Uğrunda ölünecek
İdeal yok bu zamanda
İdeallerden söz edip
Mielletin tepesinde gezinen çıkarcılar var bu zamanda
Duvarlar yüksek, insanlar bu tarafta
Duvar ötesinde insanlık, insanlar yok o tarafta
23.06.2012 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 23.6.2012 07:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sadece çıkarcılar idealleri için her şeyi yapmaktadırlar
İnsan severlik
Toplum için fedakârlık
Allah’a inanırlık
Akla, bilime inanırlık
Tam bir ikiyüzlülük içinde, riyakârlığın doruk noktasını yaşıyor ' ... dizeleriyle şâir yine çırpınıyor. Sevgili kardeşim insanlar plajlarda, marketlerde, yeme içme yerlerinde, ibadet yerlerinde huzuru arıyorlar. Yüzlerine, giyim kuşamlarına, taşıtlarına, taşıdıklarına bakılırsa, bulmuş gibiler. Yüz yıllardır şâir kimin için çırpınıyor. Ufuktaki güneşi ayar yapan yüreğinize sağlık. Siz insanlık aynı acıları paylaşmasın diye önceden yaşıyorsunuz her şeyi.
İnsanlık için çırpınan yüreği alkışlıyorum.
Duvar ötesinde insanlık, insanlar yok o tarafta
Bu güzel eserinizi de, beğeniyle ve gıptayla okudum.
Yüreğinize sağlık ağabey.
Kaleminiz daim ve kılıçtan keskin olsun.
Yazınsaldaydım.İlgiyle okudum.
Kutluyorum.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (7)