Tanrım;
Seni görmemek, seni duymamak imkansız.
Öyle bir düzen vermişsin ki kainata,
İşte özene bezene yarattığın kulların.
Kapımın açılıp kapanışında;
Suyun akışında, göklerin nakışında sen varsın,
Ben türlü dertlerimin içinde seni görürüm.
Her gece saat onikiyi vurunca,
Sessizliğin karanlığın uyandığı an,
Sarılır gırtlağıma bir korku,
Binbir başlı dev olur düşünce.
Çalar saat gibi gözümde uyku,
Her nefeste seni hatırlarım.
Ben senin kulun, ben senin kölen.
Gözden düştüm, yerde süründüm bu yüzden,
Elimi kolumu sen bağladın,
Bir pul gibi harcadılar beni,
Çiğ bir ipe bağladılar canımı.
Uzat ellerini uzat,
Saat, her gece onikiyi vurunca,
Sessizliğin, karanlığın uyandığı an,
Çekilmez olur hayat.
Ben koca ırmakların düşü,
Büyük büyük şehirlerin ruhuydum.
Bir pul gibi harcadılar beni.
Ben bulutlar arasında şimşek,
Yağışlar içinde dolu’ydum.
Elimi kolumu sen bağladın,
Ben senin kulun, ben senin kölen,
Gözden düştüm yerde süründüm bu yüzden.
Senin büyüklüğüne sığındım tanrım.
Bu satırları duacın olarak yazdım.
Herkesin kendine göre bir ölümü var,
Benim hatırı sayılır bir ölümüm olmalı.
Nede olsa çingene, çingenedir,
İnsan eliyle ölmek, insana ağır gelir.
DOSTOZAN/ 29.06.1962
Kayıt Tarihi : 23.5.2016 11:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
DOSTOZAN HAYATI VE ŞİİRLERİ ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!