İçtima Şiiri - Şükrü Enhoş

Masada, memnuniyetsizsin sabitler ve hareketlilerle
Yararsız istifler peşinde kendinden kaçak
Saldırgan bir efendi edinmişsin kendine
Solgun bir keşişin yüzündeki gölgen midir
Daha kaç kere girilecek bilmem haremine
Öz yaşantısını kurgulayamayanların acizliğiyle
Define bulmuş mağribi aculluğu arasındasın ki hiç sorma
Bir garip yaşam hüküm sürer çarpık bünyende
Ki, bilindik hikayedir
Madam Ester'in asmalarını budayan
Koruklarını yürüten veletler
Kim derdi ki tarihin sırlarını da yürütecekler

Hepsi iyidir de şair
Anlatan kim, anlayan sensen

Tabiidir köprü altından üstüne çıkmışsan
Kaptan sırmalı üniformalarına öykünmen
Hele başındaki kukuletadan da kurtulmuşsan
Ellerinde yalancı fırtınalar yaratan ressamların arkadaşı
Otuz üç çekmekten yorulmuş tespihlerin eli olmuşsan

Feyizli bir çıkış bekliyorsun yine kalabalıklarla
Yerin dibinden, girişe kadar geçirecekler dövizlerle
Ya da kusturacaklar kocaman yapışkan avuçlarında
Ürküten alkışlarıyla
Fersah fersah yürüsen çıkacak mı yolların
Baston, tutan ellerinden kayacak
Başka bir bakışlı karıların ağlayacak ardından silahlarının
Toplu sünnet veya nikah törenlerin de olacak sonra
Tasalanma kabuklu denmeyecek ardından ya da deyyus
Meşru ilişkilerin çiftleri de sen olacaksın tekleri de
Ve hatta sessiz yancıları da

Karanlık kulübelerinde nazlanan sivil toplumcu yoldaşların
Çarpık çapsız bağlarını sana örttürecekler, ki kamuflaj yararlı mıymış
İbibikler ötmeyecek mi, kendine geleceğin

Nazariyelerden hoşlanmıyorsun anlıyorum, işin oluruna bakıyorsun
Pratikliğine kurban olsun yararsız yoksulluğum
Akla ziyan mantık yürütmelerim ve en zararsız halimle ben
Emrinizdeyim efendim, kabul buyurunuz