.İçsel kırıntılar.......13

Bembeyaz köpüklerle dolu bir gece...
Sular karanlık.
dipten gelen bir yağmur kokusu;
kimi zamansa aynı melodide esen bir rüzgâr fısıltısı..
Güneşsiz geçen her mehtap gününde, yine ve yeni bir karanlık güne 'merhaba' dedim.
Ve o gün; günlerden siyah, saat umutsuzu karamsar gece doğruldum
hayat benden farkli birsey degil ki

Hıçkırıklarımın arasından duyuyorum yüreğimde ağlıyor. Ah yar hak ettiğin çok söz... Katran karası karanlıklarda boğuluyorum şimdi. Bitmiyor karanlıklarım....Gecenin hangi körü,sensizlikten can çekişerek kıvrandi? Hangisinden haberin var? ..... katran karası Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana aldım koynuma...geceleri başlıyorum düş kurmaya
öğleye kadar ancak sürüyor
seni bölüyorum ben
öğlenden geceye,
seni düşlüyorum ben
geceden öğleye
ve sen gözlerimi kapatmaya bile korkar oldum
göz kapaklarımda bile sen saklı
ve bu yüzden kapamıyorum onları
şimdi senin yokluğunu anlatmak yerine
seni sevmek vardı
oysa

Kalbinin burçlarında zafer çığlıklarım dalgalanırken
Bir soluksuz sabahın ayazında avazın çıktığı kadar sızlanırken
Sırtını sıvazlamadan nefesine düğüm atacağını saklamadı ki hayat
Seni anlam mevzisinde savundum kör kurşunlardan
Susuyorum ben istersen git yine sen......

bir sır değil, çaresizliğim
bilincimin dehlizlerinde
sevdam yüreğimin düşmanıymış, anladım
tarihle yargıla beni ve öyle anla
ben kendimi azat edemedim ve sürgünler
gönderdi yargısız sevda.....
yargılayamadım hayatımı ömrüm yetmeyecek
yargılamaya

delice yaşadım sevdalarımı
yüreğimde hep bir umutsuz fırtına
nereye kadar nasıl nerde
bilmiyorum artık bıraktım
hayatımı akışına yansıma hayat bana

yaz yağmuru nazar