İç dünyasını kurşunlayan ruh erinciyim. Fiziksel ölümden daha zor ölümler yaşıyorum sen ile sensizliğin kazandırdığı yaşam arasında.
-Susan iç sesimin dış sesi atom kadar saklı sesler çıkarıyor. Bağırdım arkandan sözlerle, dizelerle, bekleyişlerle. Kendini bulup kendine gelmelerle sana geldim. Her gün yeniden yanımdaki sesini melodi yaptım hülyalarıma.
-Haykırmamak…
- Hoş görmek …
Bütün iç güzellikleri sıraladım durdum sensiz her güne.İçimi öldürüp sensiz yaşayan dışımı nakışlamak istemedim güzellere.
-Can kırıklarını bir bir bombalayıp Nagazaki’ne gelmek istemedim .Hiroşima yüreğimken seni de Nagazaki kılamazdım.
-Unutmak ile unutmaya çalışmanın metrobüs kaptanıyım. Her gün yüreğimde binlerce peri taşıyorum. Her gün gül asfaltını eze eze sana geliyorum yazarak.
-Sürgün ediyorum çürüyen içime. Orda mumyaladığın sevdama dokunuyor yaşam.
-Hüznün salıncağında kayıpsızlığın bebeğini sallamak reva mı sen ömrüme ,aşkıma büyüyen bebekken.
-Gülmeye sınır gözlerimden nemler akar mı bilmem. Sen ağlamayı neden unuttun.
-Şeytana pabuç satıyorum diye Apaçi olarak görme beni.O benim mesleğim değil, erkeklik ereğim.
- Katil arılar gibi çiçekleri, güzelleri eziyor tavlarım, tavırlarım.
Senin için daha kaç çiçeği ezecem, meyve olmadan aşka …
Tüm aşk cinayetlerini bana işletip seri katilim deme bana . Her ölen güzelin vicdani muammasında ummanların kurtarmayabilir.
-G/özlerimin ferini, senden gayrılara sunamam. Cennetini özledim.
Kevserlerinde yüzmeyi özledim. Nemli bakışlarını kurutmayı özledim.
-O seni özleyen kendimi özledim asıl. Bu çırpınış aslında aslımadır.
-Günahkarlığımın destanı yazılmaz ki ben de biliyorum.Tövbe heybemi can havlimle t/aşıyorum.Bana inan kendine kayıp Dilnaz.
İnsanın yüreği çabuk kabuk bağlar. Yer kabuğuyla yar kabuğu aynıymış meğer. İkisinin de merkezkaç kuvveti olmadan ayakta duramazsın. Aşk ile yaşam çekim kuvvetine şifreli.
-Acı, insanın kendisine en çok yaşattığı içsel zehirlenmedir.İnsan, en çok kendine yabancı. En çok kendi sevdiğine yabancı. O yüzdendir başka yüzlere meylimiz. O yüzden aşk varken başka aşkı zeylimiz.
-Yaşanılan her deme çentik atmayı bilmektir hayat. Hafif izler ile hayali sözler arasındayım.
-Hissediyorum sen yanım çürüyor. Yaşam yanım beni sunmuyor mutluluğa.
-Her şey bir anda yalan gibi diziliyor bahtımda.
-Her şey y/alan kendi isimsizliğimize. Pas tutmuş tutunuşların puslarındayım.
-Dünyanın en derin yerinden, en yüksek tepesi kadar uzak değil bana uzaklığın.
Coğrafi bir uzaklık mı içsel uzaklık mı aşka Çin Seddi …
-Hayır, her şey aslında içsel minimizelerde kendine la dinler üretir.
-Rengarenk bir kelebek düğününde gibiyiz. Hayat güneşin doğmasına kaim.
_Ve aşktan sonra doğar güneş. Bütün kelebekler güneşin pervanesine doğru ölerek aşkını ilan ederler. Budur içsel uzaklığımızın bitmeyen yolculuğuna kısa betimler.
-Yüreğimin pistine iniyor sevi kedin. Yumak yumak içsel ipler uzatıyorum.
Oynuyorum sen ile sensizlik arasında. Sonra imkansızlığına goncalar açılıyor.
-Aşk gel kokla beni , kendi seyrinden dercesine kızıl bir renge soyunuyor.
Mutlak ile farkındalık arasında fecrin yansıyor cemalime. Helaline lal oluyor gözbebeklerim.
-İçimizdeki sürgün aç çocuk ağlıyor.
- Gel diyor.
-Koş diyor.
-Sev diyor.
Vuslatın sorgucusu, öz tanığı kendimize gelişleri tümlüyor. Yasalar göre değil, yaşamalara kadimdir istediklerimiz. Bu yüzden bana kestiğin içsel cezayı bitirip ben’e, sen’e ulaşma rayını çiz Dilnaz.
-Sözsüz trenimle, bahtımla, uslanmışlığımla, seni çok sevişimle,unutamadıklarımla,söyleyemediklerimle en çok da daha çok yaşayacaklarımızla sana geliyorum. Bekle beni sen’li son durakta.
Kayıt Tarihi : 30.4.2011 22:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/30/icruhun-ic-cocukla-sozsuz-masali.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!