İçinde Deniz Olan Balık Şiiri - Murat Mil

Murat Mil
22

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İçinde Deniz Olan Balık


Kitaplar kayalaşmış,
İnsansız kitaplar,
İnsanlar kitapsız,
Kayalar ters dönüyor.
Telefonun ahizesinde kırmızı bir yengeç asılı, haber almak ne mümkün.
Adamın yarısı yok.
Yarısı yok adamın,çenesinde elleri ,
Ellerinde kaderi.
Gölgesi bir başka kendinden,
Sanki ölecekmiş gibi duruyor kederinden.
Boynundan yarılmış gibi başı,
Başı dumanlı,
Başı, yaşlı bir çınar ağacı.
Yüzyıllar geçmiş köklerinden.
Yaşamının çiçekleri erimiş, renkleri eğri büğrü,
Ölü dallarına asılı kemanının yayı ataç,
Ezik büzük kafasının içi şeytan tüyü dolmuş,
Saatler sararmış, salmış kendini tuhaf bir mekanda,
Bozuk olması yeterli değil artık, ölü olması gerekli.

Yaşama bakıyor taş kesilmiş adam, bir kadının gözlerinden.
Kadında taş kesilmiş ama pencereleri var,
Ufka bakıyor duvarlarının arkası.
Buzlar ülkesi sanki baktıkları ufuk noktası,
Ağaçlar buz, çiçekler buz,Toprak donmuş gibi, uçan kuşlar,
Börtü böcek, görülecek ne varsa buz kaplı.
Tam orta yerinde bir deniz garip olan o ki, bir balığın içinde.
Balıkta, denizde buz kaplı.
Kıyısında, kenarında insanlar , insanlar gözü olmuş, içinde deniz olan balığın.

Adam sarhoş, kendinde değil.
Sandalları kıyıya çivilemiş,
Ağaç dolabının parçasından kesmiş şarap şişesini,
Tam çekmecesinin altındaki kapaktan.
Dolabıda kendi vücudundan oymuş, çıkarmış.
Adam kurumuş bir kızılçam, kaderi yanmak olan.
Dağların başında susuz kalmış belli ki,
Bundandır, bulutların altına koyması cam kadehini.

Kadının yüzü zirve,
Kadının yüzü güneş,
Kadın tanrıların sakladığı ateş,
Bu cennetin saçlarından şelaler akıyor her köşeye.
Altından kumsallarla sarmaş dolaş,
Mavi,turuncu,sarı ve yem yeşil dalların altında,
Kayaları bile bir başka güzel bu cennetin.
Kadının saçları köpük köpük...

Adamın gözleri telefon hattı,
Kadının elleri değiyor gözlerine.
Kadının saçları, ipekten perde kumaşı kıvrım kıvrım,
İki gözü, kahinat ressamının elinden çıkmış iki ayrı tablo,
Kafasının içinde bir ev, evin ortasında dudağı,
Gözlerinin arasında bir saat,
Evinin ahşap parkelerini kokluyor burnu.
Kadın, heybetli bir istiridye kabuğunun içinde saklanmış inci,
Işıltısı kör etmiş adamın gözlerini, bundanmış görmemesi.
Adamın resim sehbası üç bacak,
Koyu renkli perdeler asılı penceresinin kenarında,
Çizilmiş yaşamları yaslamış penceresinin camına,
Zamanı içine çekipte tutmuş nefesini,
Yel değirmenlerinin, kelebek kanatlarını resmetmiş rüzgarlarına.

Ah garip balık!
Perilerin ateş dansı aslan ağzı çiçeğinin ortasında.
Ne kadar heybetlide olsa, buz dağlarının arasında, gökyüzünden düşerken,
Denizi, itfaye brandası gibi altına gerecek kahramanlar yok Maalesef
Ve yaşam kendi sularında akarken,
Çifter çifter kuğular, muhabbet kuşları,gergedanlar ve filler
Ve hatta çirkin mi çirkin bir o kadar sevimli şempanzeler yalnızlığına çare değil.
Buzdan bir kadının elindedir,
Başında gölgeler olan şeffaf adamın ipleri.
Öylesine şeffaf ki ardındaki çölleri görmek hiçte zor olmuyor.
Ve kadın açılmamış bir şemsiye uzatıyor adamın ellerine.
İnceciktir adam, ipinden bile ince.
Pembe şovalye yıldızlarıyla süslü, beyaz bir geminin güvertesinde,
Kayalara oyulmuş balık sülüveti, takılmış denizin dibindeki oltaya.

Geç kalmışlıkları olmuş adamın.
Uyuya kalmış çalan saati duymadan.
Yorgunluktan umursamamış bazende.
Kendine sözler vermiş yeniden olmayacak diye.
Kızarmış tostunu yerken, çayını vakitli içecekmiş.
Koşmayacakmış gıdenlerin ardından.
Nefes nefese kalmayacakmış, geç kalmamak uğruna.
Olmamış, tutamamış tanrılarına verdiği sözü.
Ruhunda pegasus varmış
Ve at sineği kaderinde...
Kadın gökyüzünün sonsuz derinliğine saklamışken koyu mavilerini,
Tanrılar unutsun istemiş adamdan bildiklerini.
Başka bir yerde yıkık dökük bir küheylan olarak denizin ortasında kalmış,
Cezalandırılmış, prometheus gibi, ne kadını yaratabilmiş ne tanrı olabilmiş,
Ateşi çaldığıyla kalmış...

Murat Mil
Kayıt Tarihi : 27.6.2018 17:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Mil