zihnimin labirentinde kayboldu
bulutların neminde kalan yüreğim
kuşaksız iklimlerdeydim
karanlık günümün tozlu gecesin deydi
zülfüyare giren gözlerin
pusulasını şaşırmış
tekne deydi sanki ömrüm
her tayfunda dalga dalgaydı
sancağı çalınmış alay gibi bedenim
korku nöbetlerinde uyandığımda
içinde bir vardın bir yoktun
ışıksal bir geceydi
düşünsel duygularımın yoğunlaştığı
ağlara takılan lagoslara dalınca
lodos vurgunu kulaklarıma
gurbet sancısıydı martıların taşıdığı
gizemleri saklı yunuslarla uyandığımda
ay bir yanda yıldızlar bir yanda
incileri çatlamış istiridyeleri topladığımda
içinde bir vardın bir yoktun
yeksenak olmaya başladı
akordu ayarlanamamış soluklandığım
alışamadığım bir yaşamdı bana sunduğun
bohem değildi istediğim
esir afrika yağmurlarıydı gözlerimden akan
alyuvarlarıma akyuvarlarını karıştırmıştım
parolasız hasret nöbetlerinde aradım seni
kurşun vurgunluğunda uyandığımda
içinde bir vardın bir yoktun
karacaoğlanı arıyordum
kara çadırlı yörük dağlarında
tekir`de bir gelin ağıtlar yakar
sesi bürücek`te yankılar
bir of çektim bin ah geldi o an da
çıkamadım doruklara kekik kokusuna
bozlak sesleri transında uyandığımda
içinde bir vardın bir yoktun
ve
sonunda yüreğimdeki film koptu sen yok oldun
Kayıt Tarihi : 21.4.2004 18:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)