Kalın duvarlar arasına hapsettiğimiz hırçın ruhlarımızı kışkırtan yalancı bahar günlerini, şehrin muhtelif çay bahçelerinde her türden insan ve kuş cıvıltısını dinleyerek geçirdim. Birkaç gün önce ‘uzun maceralardan sonra eve dönen’ yorgun yayın müdürümün, değil insan, kuş sesi duymaya bile dayanamayacağını, fevkalade samimi bir lisanla anlattığı sıkıntıya da saygıda kusur etmek istemem lakin neşeli cıvıltılar da pek güzeldi doğrusu. İnsanın acılı yorgunluğunu unutturan, taze bir kokusu var bu ılık havanın. Kış ortasında bahar aldatmacısının şefkatli sahtekârlığına teslim olunca epeydir kendimi bu kadar ‘aylak’ hissetmediğimi fark ettim.
Geçtiğimiz hafta Taraf’ın ekinde gördüğüm bir yazı vesilesiyle Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ını hatırlayıp kitabı tekrar okumak da gevşetti beni biraz. Üstelik bilen bilir, öyle insana mutluluk veren bir kitap değildir ama yine de onun huysuz kahramanıyla yıllar sonra geniş bahçelerdeki kocamış ağaçların altında buluşmak nedense huzursuz ruhuma iyi geldi. Okudukça yazarın bahsettiği türden dikenli bir ‘aylaklığın’ sadece bir gençlik romantizmi, toplumun sahtekârlığını eleştiren bir başkaldırı hikâyesi olmadığını gördüm. Kahramanı C’nin ağzından anlattığı bütün o keskin fikirlerin, değişen ruh hallerinin, aslında hepimizin içinde zaten var olan ama çok rahat ortaya çıkaramadığımız karmaşık duyguların bir bütünü olduğunu anlayınca biraz şaşırdım.
O basit oyun...
Oturduğum çay bahçesinde, bir yandan kitabın sayfalarını çeviriyor, bir yandan da etrafımı kuşatan insanlar hakkında hikâyeler uyduruyordum. Bunu çocukluğumdan beri yaparım, yapmayanlara da ‘neden onlar da böyle yapmıyor’ diye şaşarım. Bu basit oyunu herkesin oynadığına inanmaya eğilimliyim sanırım. Karşımdaki masada, kâğıt helvayı üzerine dökerek yiyen yaşlı kadının denizin dibine yolladığı yalnız bakışlarıyla başlayan bir hikâye yazabilirim mesela. Bu basit oyunun, gündelik hayatın paslı sıkıntısından kaçmak isteyenler için ne kadar eğlenceli olduğunu bilirim.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
....
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta