Suskunluğumuzdan arta kalan
Sahipsiz bir çığlıktı yankılanan
Dün
İçimizde
Ve kırıktı pusulamız
Dümen kırdık fırtınanın üstüne
Sığ düşlere yöneldik bir zaman
Sonra karaya oturdu duygularımız
Suların yükselmesini bekliyorduk
Bir de rüzgarın çıkmasını yeniden
Dikiş tutmayacaktı yelkenlerimiz biliyorduk
Lakin, vazgeçecek değildik düşlerimizden
Pir Sultanın yarenleriydik biz
Mevlevi bakışlarımızda duran sabır
Yunus’un gönlünden akan dizelerimiz
Ve daha nice söylemediklerimiz
Bugün
İçimizde
Duyabiliyorsanız ne mutlu size
Açacak demektir yüreğinizde tomurcuklarınız
O halde sahip çıkın güllerinize
Boş verin yağmuru efendim
Ne güne duruyor göz yaşlarınız
Çıkarın yüzünüzde duran peçeyi artık
Saklamayın ne öfkenizi ne tebessümünüzü
Dostunuz da olacak elbet düşmanınız da
Neden ve ne zaman mühürlediniz gönlünüzü
Aşık olmak değil Aşk’ı bilmektir muradımız,
Acıyı bal eğlemişiz çoktan görmez misiniz
Aşktan da ötedir bizim sevdalarımız…
Geliniz efendim, geliniz
Geliniz ve Aşk’ı biliniz
Ve sizinde sevdalansın yüreğiniz
Hayır! Bize değil
Bizden ötesine….
Bizler gibi
Siz de direniniz
Yol kesenine
Hırsızına haramisine
Namus sözü
Yedirmeyiz bir avuç arsıza
Dostu, düşmanı zaten biliyorduk
Sözümüz şurada duran kararsıza
Bir öğlen vakti, uyanmasını bekliyorduk
Sevdik sizi efendim çok sevdik,
Nazenin bakışlarınız da yön buldu rotamız
Yüreğimizi delip geçti, Bedevi bakışlarınız
Ama Leyla kıskanırken mühürlenmiş aşkınızı
Ne gam! Biz, sahilde dolaşan Mecnun değildik
Biz de vakti zamanında bir bakışa yenildik
“Asil” terk edilişlerimizden miras kalan
“Soytarı” hüzünlerin eğlencesi olduk bir zaman
Az mı yollara düşmüştük
“Akşamcı” derlerdi bize
Cebimizde şarap şişesi
Yüreğimiz de Aşk’ın kelepçesi
Yokluğun zemheri yangınlarında üşümüştük
Anladık sonra giden gitmişti
Bizdik çok sonrasında farkına varan
Onca yalan onca talan
Aşk bitmişti
Şimdi kaldırım üstü sevişmeler zamanı
Cepkeni delik pantolonlarda saklanıyor ar dediğiniz
Ve yalnızca tarih kitaplarında okunuyor sizin söylediğiniz
Geliniz efendim geliniz
Biz “Aşk adamı” değiliz
“Ar” ederiz bu lakaptan
Utanırız entel bir sakal
Boynumuzda kelebek misali
Eğreti duran lastikli Papyondan
Ne bar’da ayyaş bilgeliğimizi dinler
Ne asilzade konaklarında yazılmış
Yoksulluğun anatomisini anlatan kelimeler
Okursunuz sahtekar dürüstlüğümüzden
Sevdik sizi efendim çok sevdik
Bakışlarınızdaki anne şefkatinden
Tanıdık merhametinizi
Ve mühürlenmiş geçmişinizden
Anladık sadakatinizi
Şimdi siz boşluğa savururken
Sahipsiz sözlerinizi
Suskunluğumuzdan arta kalan
Bir özlemdir yanağınızdan sızan
Yarın
İçimizde…
Uğur Deniz ÜlkegülKayıt Tarihi : 21.1.2005 22:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Uğur Deniz Ülkegül](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/01/21/icimizde-2.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)