Ruhumun yırtık ağlarına içimin tümcelerini yazdım.Kendi yalnızlığımın kahramanıyım.Düşlere daldığım,dalgalarına yazdığım cümlelerini hangi balık hafızan yedi.Öpücük sularınla düzelt dalgalarımı.Şiir derinlerine büyüler süreyim, susamış içselliğimden akan pınarlarımdan eski yıldızlarımı topla.
Gidişlerin turuncu bağrında taş bağıllarımı bağla,ağla biraz sularıma yazdığın kitapları.
Esintilerin resmi varsa derle beni gayrı resmi çizimlerde, biz aşkın sesini dinlerken düşünüşlerimizin döngüsünde delirmiş özlemler yol açsın içten sevilere doğru.Yazıl biraz, yeteneklere.Şiir kal,dize dize okun bağımlarda.
Anılışları tetikleyen gizli sevişmelerin kafiyesini bulmadan yazılmak,şiir gibi tutkuların hecelerini bulmadan bitirmektir sevdayı.Oysa modern şiir gibi imgelerin yatağından senle çıkmıyoruz.
Anlamlar şölene kurulurken, okunuşlarımız şiirlere tematik ayna olurdu.Seni yazardım,seninle yazılırımdım içimin romanına.
Biz susturulmuştuk ustura uçlu demokrasilerde derin devletin şifrelerini bilmeden en sevdiğimiz, ulusal bilinci artırmak amacıyla bir intihar şölenine sunulurdu.Mevsim kıştı, 28 Şubat bitmişti.Beni en sevdiğim yürek devletinden sürmüşler. Ruhumuzdaki yangın yaşanmamış anların kutsi özetlerine kül olurdu.
Bütün acıların sorgularla köşe kapmacalarımıza kurşunlar yağardı,ihtilal oyuncaklarını sergilerdi diş bilenmiş aşk yazgımızın üstüne. Tehlikelere deniz sessiz vuruşlarla sırlarını resmederdi bilinmeyenlere doğru.Bilinen gerçeklerden, tanınmış özetler sunardık özündeki sancı aşka roman olunca.Seni okurdum içinden.Seni yazardım,acılarımla,gitmelerinle, sevmelerinle, gelmelerinle,bir ulusu özetleyen her ne varsa senle bütünler,senle akardım hayatın sularına doğru.
Aynı dönüşümlerin aynı alışımların, aynı sevilişlerin hayatın felsefe taşından bize kalan kalıntılar anıt olur,sana gelişimin Orhun yazıtları dikilmiş ki her eskiz bir yazıtta benli seni okuyor aşk.
Tutkuların suskularıyla sofalar üstüne saflar bağladığımız, yan yana ağladığımız mutlu bir gezintinin sırrında sen neden yoktun özlemlerimde. Lüp yüreklim, karanlık denizi ekler, dalışlar bilmeceyle sorumlaşır,sarımlaşır sensiz kirlenmiş sularıma.
Sözümüzün, gönlümüzün,açılışlarımızın, bekleyişlerimizin
açılımları hatırların açılarından bütün formüllerimiz bizi tek sonuca getirdi.
Onurumuzun artırılmış imgelerinde duygularımız ivmeli, yüreğimiz aşka vurgun, beklemenin büyülü adımlarında seni andım,içimin
çiçek kokularına. Esintili yaşam kırılan sevdamızı onaran
deme yeni özlemler kafiyeledi.Zengin bir kafiyenin rediflerinde rengin de eklenince şiir gibi yazıldık,okunduk,sevildik her güzelliğe.
Seni anmanın, seni göndermenin ruletini çeviririm sen ile acılı uzaklar arasında. Şans döngüsüdür,anlık masalların sonu gibidir,
Yitirdiğimiz yaşanmamışlıklarımız. Her devirde renk tılsımın gölgesine saklandık. Sürgün heveslerin salıncağında yalnızlığımı sallarken, süt kokan nöbetlerin yazında meyveli bir hale geldim.
Uzat ellerini, artır gülüşlerini,en tutkulu merhabalarını artır, geliver suların dinmediği, yüreğimin en akıntılı yazılmalarına.Seni yazdım,içimin romanına.Kahramanı sen, olayı ben,ömrü ikimiz olan yazılmalarımızda okunuver gül bakışlım.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 4.5.2009 01:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/05/04/icimin-romani.jpg)
GÜL BAKIŞLI SEVDİĞİNİZE EN KISA ZAMANDA KAVUŞMANIZ DİLEKLERİMLE GÜZEL BİR ÖZLEM HASRET ŞİİRİ OKUDUM KUTLARIM
TÜM YORUMLAR (1)